O DARBE ASLINDA HİÇ OLMADI !

15 Temmuz ABD ile Rusya kavgasıdır ! Oyun tahtası Türkiye’dir…

Şimdi şöyle geriye yaslanıp sakince olup bitene bakalım… Aslında ne oldu ?

Yazı çok uzun görünüyor diyenler, en aşağıya inin ve sadece son paragraflara göz atın… Yine de okumazsanız paranızı iade edeceğim…

Ben ABD olsam… Rusya’nın oradaki varlık ve etkinliğini kabul edip Ortadoğu’yu tek parça halinde yönetmenin imkansız olduğunu anladığım için… Orada bana ihtiyaç ve bağımlılıkları sürebilsin diye… Sürekli birbirlerine tehdit oluşturabilecek ve burnu boktan çıkmayacak, küçük devletçikler ve özerk yönetim birimleri oluştururum… Bunun için Irak’ın kuzeyi, Suriye’nin kuzeyi ve son olarak ta Türkiye’nin güneyini parçalamam gerekir… Türkiye’yi bilerek sona bırakırım… Çünkü ilk ikisini parçalarken onu kullanmam gerekir… Bu sayede o bölge ve Arabistan’daki petrol artı doğalgazı (özellikle Katar) istediğim gibi yönlendirebilir… Ve oluşturacağım bu koridorla Rusya’yla birlikte hareket eden İran’ın enerjisinin Akdeniz’e ulaşmasını da engellerim…

Ben Rusya olsam… Batımda Ukrayna ile kesilmiş olan yolumun bir de güneyimde oluşacak bu yapıyla engellenmesine olanca gücümle direnirim… Türkiye üzerinden geçen mavi akım hattı benim can damarlarımdan birisidir… Ve Türkiye’nin bölünüp parçalanması benim için hem müşteri kaybı hem bu damarın kopması hem de güneye açılan yolumun kapanması demektir… Yani hayati bir kayıptır…

Ben ABD olsam… Türkiye’yi kullanıp Irak ve Suriye’yi hallettikten sonra… Türkiye’nin güneydoğusunu ayırmak için önce orada “özerk yapı” tesis etmek isterim… Bunun için önce bölgeyi yıllarca terörize etmiş olmam gerekir… Orada kimlik siyasetini kullanıp milliyetçi akımlar üretirim ve terörün esasında oradaki halkın “demokratik taleplerinin” karşılanmamasından kaynaklandığı propagandasını yayacak “maşalar” kullanırım… Yıllar içerisinde terörden usanan toplum artık yavaş yavaş bu “demokratik taleplerin” karşılanmasına uyum sağlayacak ve kurulacak pazarlık masalarına tolerans göstermeye başlayacaktır…

Ben Rusya olsam… Irak’ta gösteremediğim varlığımı artık Suriye için sakınmadan göstermek mecburiyetinde kalırım… Suriye’deki yönetimi meşru kabul eder, destek çıkarım… Bunu dünyaya açıklar ve niyetimin ciddi olduğunu göstermek için şimdilik nispeten küçük bir askeri güç gönderir orada konuşlanırım… Bunları yapabilmek için gerek NATO üzerinden, gerekse de devlet yapısını nerdeyse bütünüyle ele geçirmiş olan FETÖ üzerinden, bütünüyle ABD’nin egemenlik sahasında olmasına rağmen… Aramızda oluşan vazgeçilmez ticari bağlar sebebiyle Türkiye’nin buna el altından razı olacağını görürüm… Ama yine de niyeti tam olarak okuyabilmek ve bir sonraki hamleyi tasarlayabilmek için Türkiye’yi sınırdan taciz ederim…

Ben ABD olsam… Rusya’nın bu hamlesini mutlaka engellemek isterim… Rusya ile Türkiye’nin ve Ukrayna’nın yakınlaşması benim için hayati önemde stratejik bir kayıptır… İlişkileri koparmak için FETÖ üzerinden TSK’ya Rus uçağını düşürtürüm… Zaten, FETÖ’nün aşırı güçlenmesine karşı… AKP ve devlet içerisindeki diğer cemaat yapılarının isyanından etkilenen ve artık kendisinin de gözden çıkartıldığını anlayan Erdoğan’dan da kurtulma zamanı gelmiştir… Çünkü Erdoğan öngörülen pazarlık maslarını devirmiş, önemli aktör İsrail’e tavır almış, FETÖ’ye açıktan savaş açmış ve Rusya’yla defalarca yakınlık kurarak kontrolden çıktığını ispat etmiştir…

Ben Rusya olsam… Düşürülen uçak için kendi hamlemden önce durup beklerim… Erdoğan’ın bunu okumasına ve yapılanın “yanlışlık” olduğunu beyan etmesine zaman tanırım… Ancak Erdoğan’ın en büyük hatası, Gül ekibiyle FETÖ’nün can kurtaran ipi, kripto kişilik Ahmet Davutoğlu’nun “talimatı Başbakan olarak ben verdim” demesi… Ve Erdoğan’ın da buna balıklama atlaması neticesinde… Türkiye’yle tüm ilişkileri daha gün batmadan “şimdilik” keser… Suriye’de ciddi tehdit altında olduğumu tüm dünya kamuoyuna duyurarak, oradaki askeri varlığımı en üst seviyeye çıkartır elimi iyiden güçlendiririm…

Ben ABD olsam… Yutmamam gereken bu zokayı yutmuş gibi görünürüm… Yıllarca FETÖ elimle hem devlet kadroları hem de toplumsal yapıda kıvama getirdiğim Türkiye üzerindeki planlarımı hızlandırırım… Rusya’nın hamleleri karşısında artık daha fazla zaman kaybına gerek yoktur… Güneydoğudaki terörü üst seviyeye çıkardığım gibi, Türkiye’ye kurdurduğum IŞİD üzerinden de terör baskısını arttırırım… Hedefim güneydoğuyu ayırmak ve ülkenin geri kalanındaki iç savaşı başlatmaktır, tıpkı Irak ve Suriye gibi… İç savaş, Türkiye’yi 50 yıldır modellediğim şekilde hem kimlik ayırımına dayalı milliyetçilik üzerinden hem de mezhepsel yani din üzerinden olacaktır, tıpkı Irak ve Suriye gibi… Bu ana planlara bir de artık FETÖ elimi ciddi şekilde eritmeye başlayan Erdoğan’ı katarım… Yapmam gereken şey askeri darbedir ve planım zaten uzun zamandır hazırdır… Türkiye’yle Rusya arasındaki gerilim sürecine göre tarihi henüz belirlemem ve hem Türkiye’nin hem de Rusya’nın ekonomik kaybının biraz daha büyümesini beklerim…

Ben Rusya olsam… Tüm bunları mercek altında detaylı şekilde izler ve her şeyden haberdar (!) olurum… Bunun artık son nokta olduğunu ve geri dönüş imkanı bulunmadığını bilirim… ABD’nin artık açıktan düşman ilan ettiği ve kurtulma kararında olduğu Erdoğan’ı başta Ahmet Davutoğlu olmak üzere elindeki yapı ve olacak olaylar konusunda uyarırım… Erdoğan’ın uyanmasını ve kararlılığını beklerim… Erdoğan Davutoğlu’nu ekarte edecek, hükümeti temizleyecek ve benden özür dileyecektir…

Ben ADB olsam… Erdoğan yine yaptı yapacağını diye düşünürüm… Zaten bu hamleyi de hesap etmişimdir… Her ne kadar kendisi Rusya’yla birlikte İsrail’den de özür dilemiş ve “bak senin istediğini de yaptım” mesajı vermiş olsa da bunun bir uyuşturma planı olduğunu anlarım, yemem… Planladığım darbeyi uygulamak için düğmeye basarım… Bunun için Türkiye’nin global sistem içerisindeki yerini de düşünerek, olası bir ekonomik bir kriz dalgasını tetiklememek için… Dünya ekonomisinin nispeten en uykuda olduğu ay olan Ağustos ayını seçerim… Hazırdaki FETÖ yapısını darbe seviyesine çıkarmaya başlarım…

Ben Rusya olsam… ABD’nin bu geri dönüşü olmayan hamlesi karşısında… 15 Temmuz gibi saçma sapan bir tarih ve saçma sapan bir saatte, FETÖ’nün TSK içerisindeki bir kısım hücrelerine sanki aslı yerinden geliyormuş gibi yanıltıcı direktifler gönderip onların kalkışmasını sağlarım… Oralara zaten sızmıştım (eh ne de olsa biz de KGB’den geldik)… Bu şekilde yapının büyük kısmını teşkil eden diğer hücreler (kara kuvvetleri içerisindekiler gibi) ya hazır olmadıkları için ya da direktif almadıkları için eylemsiz kalacaklardır… Ve ABD tarafından en az 15 – 20 gün sonraya planlanan asıl darbe, eksik teşebbüse dönüşecektir… Bu plandan Türkiye’de hiç kimseye (Erdoğan’a bile) bahsetmem… Olaya saatler kala sadece MİT Müsteşarına bilgi veririm… Onun da derhal Genel Kurmay Başkanı’yla görüşüp mutlaka eylemsiz kalmasını söylemesini sağlarım… Planın başarıya ulaşabilmesi için tek şart her ikisinin de hiç kimseye (Erdoğan dahil) bilgi geçmemesidir…

Ben ABD olsam… Ne oluyor böyle diye bakarım… Benim elimi kullanan bu talimatı kim verdi diye araştırmaya koyulurum… Olayı çözmem biraz zaman alacaktır… Çözünce ortaya çıkıp darbeyi lanetlerim ve her zamanki gibi bu girişimin benimle hiçbir alakası olmadığını söylerim… Yalan söylesem başım ağrımaz çünkü benim darbeme daha en az 15 – 20 gün vardı ! Hatta belki de meşhur 14 Ağustos buydu !

Ben MİT müsteşarı olsam… Susarım

Ben Genel Kurmay Başkanı olsam… Susarım

Ben Putin olsam… Darbe girişimi sonrası Erdoğan’ı arayıp geçmiş olsun diyen ilk lider olurum… Ve olayla ilgili tüm taraflara gerçek mesajı veririm…

Ben Erdoğan olsam… 8 Ağustos’tan tezi yok Rusya’ya gider teşekkür ederim !

Hani diyorlar ya… Darbe eksik kaldı, başarısız oldu… Kahraman millet belediyenin çöp kamyonlarıyla direndi ! (Yine de o gece direnme cesareti gösterenlere sonsuz teşekkürler)

Aslında o darbe hiç olmadı ! Allah korusun gerçeği olsaydı ne halk dinlerdi ne de çöp kamyonu…

Çok ama çok ucuz atlattık… Umarım gördüğümüz kabus bize yetmiştir !

Umarım bundan sonra tarikatlara değil bu ülkenin vatansever, Atatürkçü, yiğit, mert insanlarına sırt yaslanır…

Bize lazım olan bu devleti yeniden kurmak değil… Bağırsaklarına kadar her yerini temizleyerek kuruluş ayarlarına döndürmektir…

Ben Erdoğan olsam… Bugünden tezi yok Anıtkabir’e gidip tüm dünyaya bu mesajı veririm…

ERDEN ÜÇÜNCÜOĞLU

 
Paylaşmak Zenginliktir

“O DARBE ASLINDA HİÇ OLMADI !” üzerine 3 yorum

  1. Peki sorum şu: Rusya Amerika santraç oynuyorlar gibi anlatmissiniz her iki tarafın da hamlelerini, bu güzel. Peki Türkiyenin hamlesi ne? Türkiyenin olası bu hamlelerden haberinin olmaması imkansız! Tüm bu yaşananlardan sora Türkiyenin olası hamlesi ne olacak veya ne olmalı ? Bizim ülkemizin liderlerini sevmesemde elbet vardır Rte nin ve diger liderlerin de bir stratejisi. Ve ben ençok bizim bundan sonraki hamlelerimizi merak ediyorum. (Susmak dısında ! ) Ülkemizin birlik bütünlüğünü korumak adına OHAL ve başkanlık dışında bir stratejimiz var mi?

     
    Yanıtla
  2. Daha inandırıcı bir kurgu yapabilirdiniz. Demek darbeyi ABD yapacaktı ama Rusya kaptı. Kim inanır. Kadir inanır.

     
    Yanıtla

Yorum yapın