ORTANIN SAĞINDAYIZ

Şimdi seçim arifesinde bunların tartışılması doğru mu? Tam kazanmaya bu kadar yaklaşmış ve odaklanmışken bunları konuşmak kime yarar sağlıyor? Birleşip tek yumruk gibi hareket etmek gerekirken bunların zamanı mı? İçimizdeki hainler varken karşı tarafın bir şey yapmasına gerek var mı?

Eğer bu soruların, bu düşüncelerin sahibiyseniz bu yazıyı okumayın. Bir sonraki “Köleler / Esirler / Özgürler” yazısını okursunuz, çok yakında yazacağım.

Günümüzde bilinçli bir sol sağ ideolojisi ayrımının artık kalmadığı düşüncesine katılanlardanım. Çünkü sol sağ ayrımının temel kavramlarını bile doğru dürüst bilen kalmadığını görebilenlerdenim.

Ama siyaset algısının hala bu temel kavramlar üzerine oturtulduğunu, basit siyaset aritmetiğinin hala bu kavramlarla yapıldığını ve insanların kahir ekseriyetinin hala kendini bu kavramlarla tanımladığını da kabul ederim. Bağlamından kopartılmış olsa da sol sağ kavramları dogmatik temelde hala varlığını koruyor. Bilmeyen ve fakat sadece zannedenlerin dünyasında yaşıyoruz.

***

Hepimiz biliyoruz ki… Cumhuriyetin ve itibarıyla bugünkü devletimizin kurucu iradesinin siyasi organı Cumhuriyet Halk Partisidir. Kuruluş nüvelerinde olduğunu sansak da aslında CHP’nin sol parti olarak tanımlanması / algılanması 1960’lı yıllarda Genel Başkan İnönü’nün şu cümlesiyle başlar…

“Aslında laikiz dediğimiz günden beri ortanın solundayız”

Laik kelimesinin altını çizerek devam edelim… İnönü’nün bu açılımından sonra takipçileri Ecevit, darbenin ara verdiği dönemde SHP Genel Başkanları ve sonrasında Baykal bu tanıma koşulsuz riayet ederek görev yaptılar. Ortanı solunda bulunmanın ana gerekçesinin Laiklik temeline oturduğundan hiç taviz vermediler. Bunu bedelini de topluma belirli odaklar tarafından dikte edilen “laiklik = başörtüsü karşıtlığı” senaryosuyla ödediler.

***

Evirilip geldiğimiz noktada artık CHP’nin başında sağcı bir Genel Başkan görev yapıyor. Bir yandan kendinden öncekilerin bedel ödeyerek biriktirdiği sol mirastan ve Atatürk etiketinden bal sağan, diğer yandan da kale gibi asıl temsilcileri varken sağdan oy devşirmeye çalışan oportünist ve vasat bir sağcı !

O sorunuzu duyuyorum… İyi ama CHP başka nasıl sağdan oy alacak, oylarını nasıl arttıracak ? Cevap… Solda durarak ! Toplumu ikna yollarını durduğu yerden taviz vermeden bularak.

Anlatayım… Misal 15 Temmuz darbe girişimi. Türk toplumuna laikliğin değerini kütüphaneler dolusu kitap okutsanız anlatamayacağınız kadar değerli ve canlı bir örnekti. Bakın biz yıllardır işte bunun mücadelesini veriyoruz diyebilmenin bulunmaz fırsatıydı. Topluma başörtüsü karşıtlığı diye belletilen laikliğin aslında bununla hiçbir alakası olmadığını, dini kullanan kirli ellerin devlet içine sinmesini engellemenin tek yolu olduğunu gösterebilme şansıydı.

Ancak Laikliğe tutunmanın sağı ürküteceğine tutunan Genel Başkan bunları yapmak yerine mitinge katıldı !

Anlatayım… Misal yanı başımızdaki İran. Başını bağladığı ama düzgün bağlamadığı için öldürülen bir kadının arkasından dinmez fırtınalar koptu, tüm dünya ayağa kalktı. Topluma, okutarak anlatamayacağınız Laikliği iliklerine kadar özümsetebileceğiniz büyük bir fırsattı. Bakın bizim toplumumuz bizim kadınımız bu zulmü yaşamasın diye yıllardır işte bunun mücadelesini veriyoruz, size bunu anlatmaya çalışıyoruz diyebilmenin bulunmaz fırsatıydı.     

Ancak ülkenin hiçbir şekilde gündeminde olmamasına, bilakis İran’daki olaylar sebebiyle tümüyle zıt tepki doğmasına rağmen Genel Başkan bunları yapmak yerine başörtüsü için kanun teklifi verdi !

***

CHP’nin vasat sağcı Genel Başkanı ciddi bir yol ayırımındadır. Bu kadar sağa yasladığı partinin yeni açılımını dürüstçe ve açıklıkla yapması tarihi bir görevdir.

“Aslında laikliği bıraktığımız günden beri ortanın sağındayız”    

ERDEN ÜÇÜNCÜOĞLU   

 
Paylaşmak Zenginliktir

Yorum yapın