OYna, OYala, OYnat !

Türkiye Büyük Millet Meclisinin birinci görevi “yasama” faaliyetidir…

Açın beğenmediğimiz Anayasayı bakın ! Yasama faaliyetlerinin yerine getirilmesi için “hükümet” kurulması ne bir ön şart ne de olmazsa olmaz bir gerekliliktir… Çünkü hükümet “yasamanın” değil “yürütmenin” baş organıdır…

Yasama organı yani “kanun koyucu” o ülkede “yürütmenin” ne şekilde yapılacağını da belirler… Yani “yürütmenin” de çerçevesini belirleyen gerçek güç “yasamanın “elindedir… Bir arabanın direksiyonunda “yürütme” oturuyorsa, makam koltuğunda “yasama” vardır… Arabanın nereye, ne şekilde, nereden gideceğine şoför değil, makam karar verir…

Beğenmediğiniz anayasa teminattır ! Seçim yapılır yapılmaz “yasama” organı hemen devreye girer… Öyle ya da böyle “yürütmenin” başında da bir hükümet mutlaka bulunur… Ama tek parti, ama koalisyon, ama azınlık, ama geçici, ama seçim hükümeti… Merak etmeyin, devlet hiçbir şekilde hükümetsiz kalmaz, kalmamıştır ! Başta mutlaka bir “hükümet” bulunur, bulunmaktadır da… Beğenmediğiniz anayasa teminattır !

Gelelim seçime !

Biz bu muhteremleri niye seçtik ? Öncelikle birinci görevleri olan “yasama” yetkilerini bir an önce kullansınlar diye… Bizim yaşam hakkımızı teminat altına alacak ve yaşam kalitemizi arttıracak yasaları çıkartsınlar diye… Hukuk, adalet, kalkınma, refah, özgürlük, güvenlik, sağlık, eğitim… Aklınıza her ne geliyorsa her şeyin en iyisini yapacaklarını, bozulmuş yapıyı onaracaklarını, alın terlerimizle ödediğimiz vergilerin çalınmasını önleyeceklerini, hesap soracaklarını falan anlattılar… Açın bakın seçim bildirgelerini, hepsinin vaatleri aynı… Bize anlattıklarına kandık, vaatlerine inandık ve oy verdik… Neyle yapacaklar bunları ? Yürütme yetkisiyle mi ? Hayır, yasama yetkisiyle ! Yani “kanun koyma” gücüyle… Eee, yetkiyi vermedik mi ? Verdik ! Ne zaman verdik 7 Haziran günü… Ne kadar zaman geçmiş ? Nerdeyse 2 buçuk ay !

Peki bunlar ne yapıyorlar, ne bekliyorlar ? Hükümetin kurulmasını ! Yani yasama görevi için hiç de gerek olmayan bir şeyi… Bu bir oyundur… Oyuna getiriliyoruz, oyalanıyoruz, verdiğimiz yetki gasp ediliyor… Bilerek mi yapıyorlar ? Sanmıyorum ! İyi niyetle düşününce… Esasında ne yapmaları gerektiğinin farkında bile değiller… Çünkü çok büyük çoğunluğun bu konuda bilgisi ve yeterliliği yok… Çünkü, onlar sadece ve sadece liderlerinin sözünü dinleyecek sadakate sahip kişiler arasından özenle seçildiler… En önemli özellikleri budur ! Ellerindeki millet yetkisinin gücünden habersiz, sadece kendilerine tanınan olağanüstü ayrıcalıkları ve inanılmaz hakları güç zanneder durumdalar… O hak ve ayrıcalıklar ki, bizim adımıza kendilerine sunulmuştur… Yani bizi temsil ettikleri ve bize vekalet ettikleri için… Bize karşı kullanmaları için değil, bize hizmet etmeleri için… Tek endişeleri içinde yaşadıkları rüyanın bir erken seçimle yarım kalma olasılığıdır ! Bir de liderlerinin kendilerini bir kez daha o kutsal listeye alıp almaması…

Biz bu muhteremlere “yasama” yetkisi verdik… Bu yetkiyi doğru ve yerinde kullanma sorumluluğu karşılığında da bir çuval maaş, dokunulmazlık, inanılmaz sosyal haklar ve akla zarar ayrıcalıklar… Peki onlar ne yapıyorlar ? Tatil ! Bizim onlara verdiğimiz yetki ve sorumluluğu bir kenara bırakıp karşılığında kazandıkları hak ve ayrıcalıklarla tatil yapıyorlar… Sorsanız bahane hazır “siyasi belirsizlik var, hele bir hükümet kurulsun”… İyi de bu benim sana verdiğim görevi yapman için şart değil ki… Sen işini yap, çıkar bana söz verdiğin yasaları, ver söz verdiğin önergeleri, düzelt bozulduğunu söylediğin düzeni… Olmaz, tatildeyiz !

Ülkenin içerisinde bulunduğu şu şartlarda, henüz yeni göreve gelmiş yasama organının 3 ay tatil yapma hakkı var mıdır ? Hele, erken seçim olasılığının neredeyse seçimin yapıldığı gün kapıya dayandığı bir dönemde zaten hepi topu 5 aylık bir görev süren varken… Tatil senin neyine ? Ben asil olarak yapamıyorum o kadar tatili, sen vekil olarak nasıl yaparsın ?

Sözüm AKP’ye değil… Mevcut düzeni zaten onlar istedi, onlar tesis etti ve onlar yönetti… Şimdi de değişmemesi için ellerinden geleni yapıyorlar… Saygı duymasak da kabul etmek durumundayız…

Sözüm mevcut düzeni değiştireceğini vaat edenlere ! Bunun için meydanlarda kendilerini yırtanlara ! İnsanları buna inandırıp kandıranlara ! Bu insanlar sana % 60’la yasama yetkisi verdi… Neden kullanmıyorsun ? Neden meclisi göreve çağırmıyorsun ? Neden tatilini kısa kesmiyorsun ? İçinizden bir kişi olsun neden çıkıp bunları söyleyemiyor ? Söylesin alnından öpelim…

Memleketi hükümetsiz bırakmama hikayesi bir yanılsamadır, bir oyundur… Mevcut anayasal düzen içerisinde memleket istesen de hükümetsiz kalamıyor zaten… Sorun memleketin “yasamasız” kalma sorunudur… Seçime kadar kalan şu kısacık sürede meclisin çalışmama sorunudur, yasama organının görevini yapmaması sorunudur…

Helal olsun AKP’ye… Azınlıktayken bile kendilerine dokundurmamak için oyunu istedikleri gibi yönetiyorlar… Ülkeyi yönetmek konusundaki bütün maharetsizliğe rağmen bu işi çok iyi beceriyorlar… İstedikleri gibi oyalayıp, istedikleri şekilde oynuyorlar… Bu yüzden sözüm AKP’ye değil…

Hep söyledik… Bu ülkeyle çok ciddi sorunu olan bir iktidar olsa da… Bu ülkede iktidar sorunu yok ! Muhalefet sorunu var !

Eline % 60 çoğunlukla “al kullan” diye yetki versen de kullanmaktan aciz, beceriksiz ve yeteneksiz partilerin yarattığı sorundur bu ülkenin sorunu !

Oy her zaman iktidar değildir… Ama oy her zaman namustur, oy şereftir, oy candır, güvenliktir, sağlıktır, eğitimdir… Hukuktur oy, adalettir, refahtır… Umuttur !

Sana güvenilip teslim edilen bu değerleri eğer sen OYnaman, OYalaman, OYnatman için kullanırsan…

Gün gelir OYarlar…

ERDEN ÜÇÜNCÜOĞLU

 
Paylaşmak Zenginliktir

Yorum yapın