Milattan önceydi… Yani… Takvimler henüz 16 / 24 Aralık 2013 tarihlerini gösteriyordu !
Kuran’ı Kerim ineli 1381 yıl olmasına rağmen… İnsanların büyük kısmı henüz… İşin sırrının kendisinde olduğunu anlayamamış… Kurtuluşu hala dışarılarda arıyordu !
Anlayabildiği kadar (!) kendince bir şeyler yapmaya çalışıyor… Kalabalık iftar sofraları kuruyor, topluca namazlar kılıyor, toplu zikir ayinleri yapıyor, cumaya gidiyor, hep birlikte dualar ediyordu… Kurbanlar, zekatlar, sadakalar, bağışlar, yardımlar, himmetler, burslar… Haclar, umreler… Büyük ölçüde bir gösteriş vesilesiydi ! Sadece adaklar değil kurdele bile besmelesiz kesilmiyor… İnsanlar takvada ne kadar ileri gittiğini birbirlerine göstermeye çalışıyordu ! Sözüm ona tek referans İslam’dı… Rableri arada bir Cleveland dese de özellikle Pensilvanya’yı hiç atlamadan… Verdikçe veriyordu ! Tarikatlar, cemaatler hizmet aşkına birbiri ile yarışıyor…Büyük bir kesim kendince “asrı saadette” yaşıyordu !
Ama gel gelelim… O dönemlerde… İslam’dan anlaşılan sadece işin bu zahiri gösteri kısmıydı. Çünkü o dönemlerde insan hala… Kendisini Allah’a, kendisi gibi bir ölümlünün ulaştırabileceğini sanıyor… O kişinin Allah’la arasının çok iyi olduğuna… Allah’a iman ettiğinden daha fazla iman ediyordu ! Ve o ölümlüye tutunarak hidayet bulacağına, o ölümlünün Allah ve Resulü katındaki şahsi hatırına (!) istinaden kurtulacağına inanıyordu… Bunu fırsat bilen ve fırsattan istifade kendilerini şefaatçi olduğuna inandıran bezirganlar da… Kendi kendilerine kurdukları tarikat, cemaat gibi yapılarla dünyalıkta birbiri ile yarışıyordu !
Devamını oku…16 / 24 ARALIK MİLATTAN ÖNCE !