SİPARİŞ YUMRUK VE ÖTESİ !

 

Aslında konunun en çarpıcı açıklamasını 22 Nisan 2019 tarihli yazısında Demirören grubuna bağlı Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi yaptı;

“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye ittifakına yönelik olarak, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sürpriz bir teklif sunmaya hazırlandığını anlatacaktım. Hatta anlattım. Yazımı bitirmek üzereydim ki Kılıçdaroğlu’na saldırı haberi geldi. Kalem elimden düştü.”

Erdoğan’a gönülden ve koşulsuz bağlı Demirören’in yazarı Selvi’nin bildiği, anlatacağı ve hatta anlattığı (!) bu sürpriz ittifak teklifi ne ola ki acaba ? Dahası… Ortaya “sürprizmiş” gibi konulması planlanan bu teklifi Selvi’nin bilip Erdoğan’ın bilmemesi mümkün müdür ? Elbette değil !

Besbelli ki… Erdoğan’ın kızgın demiri soğutma söyleminin öncesinde Ankara koridorlarında Kılıçdaroğlu CHP’si ile AKP arasında bazı görüşmeler olmuş ve… Perdeyi “kızgın demiri soğutma ve Türkiye İttifakı” çağrısıyla Erdoğan’ın açması planlanmış. Sonrası da Kılıçdaroğlu’nun “sürprizi” ile devam edecekmiş…

Biliyorsunuz, Kılıçdaroğlu’nun bu sürpriz görüşmelerine çok alışığız… Kendi siyasi tarihine “Ekmeleddin faciası” olarak geçen seçim öncesinde de MHP ile bazı “gizli kişisel görüşmeler” yürütmüş, sonra hepimize sürprizi patlatmıştı. Tıpkı 7 Haziran seçimleri sonrasında bu sefer AKP ile “istikşafi” görüşmeler yapıp yeterince patinaj attıktan sonra ülkenin yeniden seçime sokulmasına sebep vermesi ve sonunda madara olması gibi.

Unutmayın; Kılıçdaroğlu alt yapı, Bahçeli üstyapı donatıcısı müteahhitlerdir !

Havayı tokatlayarak bol keseden savrulan söylemlerinin aksine… Yakın tarih tüm siyasi gelişme ve manevralar dikkatle izlendiğinde Bahçeli MHP’sinin, Erdoğan’ın ABD ekseninden uzaklaşmaması ve Rusya eksenine sapmaması

Devamını oku…SİPARİŞ YUMRUK VE ÖTESİ !

 
Paylaşmak Zenginliktir

TÜRKİYE’DE YENİ DÖNEM 3 – MHP PENCERESİNDEN !

 

31 Mart seçim sonuçlarının Türkiye’de yepyeni bir dönemin başlangıcı olduğu ne kadar somut bir tespitse… Bu döneme yön verecek olası “erken seçim” ihtimalini elinde tutan tek partinin de MHP olacağı o kadar açık ve nettir !

Biliyoruz ki; MHP’nin ne Alparslan Türkeş döneminde ne de Bahçeli döneminde hiçbir zaman geniş halk kitlelerinin oyuna talip olmak gibi bir siyasi amacı olmamıştır. Yok olma korkusunu, varlığını sürekli ispatla bastırma amacına yaslayan dogmatik kalıplara hapsettiği klasik ve kemikleşmiş bir seçmen yapısı elde etmek… Ve bir takım “iç ve dış düşmanların” varlığına dayanan bu korkuyu sürekli körükleyerek seçmeni elde tutmaya çalışmak, MHP’nin tek siyasi argümanıdır. Son seçimde içine eklemlendiği Erdoğan’dan eritip Bahçeli’ye kazandıran “beka” söylemi de yıllardır süregelen bu siyasi tarzın en son örneğidir.

Bu özelliği itibarıyla MHP aslen hiçbir zaman iktidar namzeti değildir, tek başına iktidar için hiçbir zaman bir alternatif olarak algılanmaz ve oyun tahtasında kendisini hiçbir zaman bu şekilde konumlandırmaz. Asıl amaç kantarın küçük topuzu olmaktır ! Bilirsiniz, kantarın büyük topuzu ne kadar dengeli bir noktaya getirilse de… Asıl tam dengeyi kuran küçük topuzdur ! Bu özelliği onu büyük topuza nazaran çoğu zaman daha değerli kılar.

MHP’nin bu belirgin siyaset yapma tarzı onu en başından beri bir iktidar heveslisi görünümünden uzak tutup bir “devlet partisi olma” amacına yönlendirir. Yani gerektiğinde siyasi dengeyi sağlama karşılığında devlet içerisinde kadro sahibi olma amacı ! Yakın siyasi tarihimize baktığımızda iktidarda olmamasına rağmen MHP’nin bu ana amacına büyük ölçüde hep ulaştığını görürüz. Ancak bir ara dönem hariç ! FETÖ’cülerin devlet içerisinde aşırı kadrolaştığı ve her istediklerini yapmakta olağanüstü bir özgürlük alanı buldukları 2002 yılı ile malum 17 / 25 Aralık arası AKP dönemi. Çünkü bu dönemde FETÖ kadrolaşması büyük ölçüde devletteki MHP kadrolarının tasfiyesi ile gerçekleştirilmiştir.

Devamını oku…TÜRKİYE’DE YENİ DÖNEM 3 – MHP PENCERESİNDEN !

 
Paylaşmak Zenginliktir

TÜRKİYE’DE YENİ DÖNEM 2 – CHP PENCERESİNDEN

 

Bir Türkiye haritası düşünün… Sanki üzerine İzmir dökülmüş !

Bu harita sayesinde CHP’liler için yılların usancı ve hezimet duygusu yerini bambaşka duygulara bıraktı. Elde edilen olağan üstü sonucun iki önemli çıktısı vardır; biri sürekli kaybetme paranoyasının artık kazanabilme ihtimaline dönüşmesi, diğeri de hiçbir şekilde gitmez denilen Erdoğan’ın bile bir gün gidebilme ihtimalinin belirmiş olmasıdır. Ne var ki bu başarının yarattığı kazanma hazzının çok uzun sürmemesi ve rasyonel düşünceye derhal dönülmesi gerekir.

Peşin bir tespitle başlayalım bu yazıya da… CHP’nin elde ettiği bu önemli başarıyı ne lider karizmasıyla ne de örgütsel çalışmayla açıklayamayız. Lider başarısızlığına rağmen gelen başarının arkasında “kaybetme paranoyasına” rağmen Cumhuriyetçi ve Atatürkçü refleksleriyle oylarına sahip çıkan sadık CHP seçmenine eklemlenen rasyonel bir kentsel grup daha vardır ve… Bu grubun önemli bir kısmı çok ağırlaşan ekonomik koşullara tepki veren diğer parti seçmenleri ile dogmatik kalıplara henüz sığdırılamamış olan genç seçmen grubundan oluşur.

CHP kendi oylarına eklemlenen bu kentsel grubu eğer kendi başarısıyla eriştiği bir oy oranı olarak görürse çok büyük hata yapar. Zira tepki oylarından ve genç seçmen yapısından gelen bu yüzer gezer oylar hiçbir zaman klasik ve sadık CHP seçmeni gibi davranmayacaktır. Çünkü öncesinde bu oyları gerçekten uzun dönem kazanç hanesine yazmaya değecek yaygın örgütsel bir çalışma yapılmamıştır.

CHP’nin özellikle Kılıçdaroğlu döneminde belirlenen muhalefet etme tarzı bir “başarı öyküsü yazmaya” dayanmaz. Bu dönemin sıkıcı, heyecansız ve motivasyon sağlayamayan muhalefet tarzı ne yazık ki sadece Erdoğan başarısızlığı üzerine kurgulanmıştır ve hazindir ki Erdoğan’ın oylarını arttırmaktan başka bir işe de yaramamıştır. Zaten halk arasında konuşula gelen bir dolu olayı adına grup toplantısı denilen kürsüden ucuz kahramanlıkla havayı tokatlayarak ve aynı kelimelerle tekrar etmeyi muhalefet sayan bu banal anlayışı “halkın diliyle konuşmak” olarak kabul etmek mümkün değildir.

Eğer CHP bu oy kazancını sabitlemek ve hatta arttırmak istiyorsa… Mutlaka yeni bir başarı hikayesi oluşturmalıdır. Atatürk döneminden kalan

Devamını oku…TÜRKİYE’DE YENİ DÖNEM 2 – CHP PENCERESİNDEN

 
Paylaşmak Zenginliktir