LİSTELERDE BİR NUMARA, HDP !

Popüler, eski bir şarkı alınıp yeni teknolojik aletler (!) yepyeni enstrümanlar (!) ve farklı bir “sanatçı” ile tekrar yorumlanır… O eski parça olur size mis gibi ve yepyeni bir “cover parça” ya da “cover şarkı”…

Dinleyicilerin büyük kısmı cover parçaları eski hallerinden daha çok severler… Hatta bazıları eski halinden nefret etmelerine rağmen parçanın cover halinden inanılmaz keyif alırlar… Yaşı, şarkının eski ve orijinal haline yetişmemiş olanlar da eserin bu cover halini “yeni” gibi algılayıp fanatik bir hayranlık beslerler…

Sonuçta, eski halleriyle çok sınırlı bir kitleye hitap etmesine rağmen, parçalar coverlandığı zaman çok daha geniş kitlelerin beğenisine hitap eder…

Parçanın cover halinin üretilmesinde yeni teknolojilerin ve yeni enstrümanların kullanılması kadar “yeni sanatçının” seçimi de çok önemlidir… Yeni sanatçı, hem eserin eski ve orijinal sahibini vefayla anımsatması hem de yepyeni bir yorum ve tamamen farklı bir imajla sanki bambaşka bir şarkı söylüyormuş gibi yapabilmesi lazım… Yani, yeni müşteri kazanmak kadar eski müşteriyi de kaybetmemek için “sanatçının” seçimi çok önemli !

Bu şekilde coverlanmış parçanın dili ve sözleri esasında hiç değişmemesine rağmen, insan sanki bambaşka bir şarkı dinliyormuş havasına kapılır…

Günümüzün en hit sanatçısı ile gündeme oturan HDP işte tam da budur ! PKK’nın ve Apo’nun coverından başka bir şey değildir… Çünkü, tıpkı artık

Devamını oku…LİSTELERDE BİR NUMARA, HDP !

 
Paylaşmak Zenginliktir

GÜNAH GEÇİRMEYEN MERCEDES !

İki binli yılların başlarıydı sanırım “ferrarisini satan bilge” diye bir kitap çıkmıştı… Okumadım… Okuyamadım değil okumadım !

Okuyanlardan öğrendiğim kadarıyla, ellili yaşlarda çok başarılı ve varlıklı bir avukatın yaşadığı bir sağlık sorunu sonucunda her şeyini satıp (!) çıktığı bir yolculuğu ve içsel huzuru bulmasını anlatıyordu…

Benim okumama sebebim kitabın adıyla ilgiliydi… Bir kere ferrariyi terk etmemiş, hediye etmemiş, atmamış, bağışlamamış, “ibreti alem için” satmıştı ! Ortada hala bir “satış” kaygısı vardı… Yani sanal mutluluklardan, bu dünyadaki ağırlıklardan, lüks, şaşaa ve saltanattan kurtulmanın sembolü olan Ferrari, paraya tahvil edilmiş ve tüm bunlar sadece biçim değiştirmişti… Madem bu yükleri sadece paraya çevirecektin niye boş yere sattın ? Bizi mi koparıyorsun ? Onların sahibi değil sadece emanetçisi olduğunu görüp anlayarak o içsel huzuru yakalasaydın ya ! Okumadım, oh olsun !

Hayatta herkesin bir sınavı var, kimi işi ve gücüyle, kimi malı mülküyle, kimi şanı şöhretiyle, kimi ailesi ve çocuklarıyla, kimisi de makam ve mevkisiyle bu sınavlardan geçiyor ve geçmeye devam edecek…

Yaradan kıskançtır ! Her ney ya da her kim kendisinden daha çok sevilirse er ya da geç onunla sınar insanı… Sınavı verebilmenin en basit yolu

Devamını oku…GÜNAH GEÇİRMEYEN MERCEDES !

 
Paylaşmak Zenginliktir

ÜÇ HARFLİLER !

Masal bu ya… Sandığa zarfı atıp şöyle bir ovalıyorsun içinden çıkıyor “dile benden ne dilersen…”

Dar gelirliye zam, bedava sağlık, bedava eğitim, herkese iş, herkese aş, vergiler inecek, ekonomi kalkacak, özgürlükler şahlanacak, istihdam kopacak, TL uçacak, yoksulluk duracak, enflasyon ölecek, büyüme fırlayacak, fiyatlar düşecek, tarım, hayvancılık, sanayi, ticaret hepsi birden şahane olacak…

Öyle üç dilek falan da değil, ne kadar dilersen dile… Masal bu ya, öyle senin becerip de dilemeyi hayal edemediklerini bile yapacak !

Hele o sandıktan bir çıksın yeter…

Masal gibi demokrasilerde, demokrasinin sadece sandığa gitmekten ibaret olduğu masalı anlatılır… Dört yılda bir ortaya konulan sandık kutsanır… Senin kendini masal kahramanı zannetmen ve o kutsal sandığa dokunman için her şey yapılır, her yol denenir, her vaat verilir…

Sonra masal biter, gökten elmalar düşer… O malum dört yıl başlar… Yalan,

Devamını oku…ÜÇ HARFLİLER !

 
Paylaşmak Zenginliktir