ELVEDA KEMAL KILIÇDAROĞLU !

Kemal Kılıçdaroğlu hepimiz kadar bilmiyor mu ? Elbette biliyor ! Başarısız oldu, tutmadı, tutturamadı…

Birbiri ardına gelen seçim kayıpları… Kamuoyu hafızasından bir türlü silinmeyen ve kendisini Genel Başkanlığa getiren süreç… Ekmeleddin çuvallaması… Belediye seçimlerine aday belirleme maharetsizliği… Yıllardır elinde çok yetkin bir Milletvekili kadrosu bulunmasına rağmen içine düştüğü yönetim ve muhalefet zafiyeti… Tayyip Erdoğan’ın kazdığı tüm çukurlara hiç birini sektirmeden, istisnasız düşmekteki olağanüstü başarısı… Kurultayda Muharrem İnce’ye karşı elde ettiği kıl payı zafer…Kendisini “Dersimli Kemal” olarak nitelemesine rağmen, Tunceli dururken İzmir’den aday olması… Kendisini “Memur Kemal” olarak nitelemesine rağmen, memurların bile söylediklerine kulak asmaması… Tüm bunlar ve niceleri… Siyaseten kısa sayılabilecek bir yaşam süresinde inandırıcılığını tamamen yitirmesine sebep oldu !

Bilmiyor mu ? Elbette biliyor başarısız olduğunu ! En mükemmel seçim analizi yapan şirketler bile en azından 2 – 3 puan kadar oy arttıracağını hesap ediyordu CHP’nin, herkesi şaşırttı Kılıçdaroğlu… Sebep ? Doğruları söylememesi miydi, seçim kampanyasının başarısızlığı mıydı, reklamlar mı eksikti, mitingler mi yetersizdi, para mı yoktu, özel uçak, helikopter vs ? Hayır ! Hepsi neredeyse mükemmele yakındı… Cevap ! İnandırıcılık kayboldu…

Bilmiyor mu sanıyorsunuz ? Elbette biliyor ! AKP’nin oylarındaki dramatik düşüşe kendi partisinin yükselişinin değil de HDP’nin barajı aşmasının sebep olduğunu… Bizim pazarcı Nizamettin kadar, taksici Muzaffer kadar, memur Ahmet kadar, emekli Osman kadar, çoban Muhsin kadar, karşı komşu Nezahat abla kadar, dağlar taşlar, kurtlar kuşlar ve Mısır’daki sağır sultan kadar o da biliyor… Peki parti yöneticileri ? Onlar da biliyor ! Milletvekilleri ? Elbette biliyor ! Yüce Yaradan ? Zaten biliyor !

Peki kim bilmiyor ? Esasında herkes biliyor ama sadece koltuk sevdasında olan bir grup “bilmiyormuş gibi” yapıyor… Onlardan ikbal bekleyen bir diğer grup da “onların bildiğini bilmiyormuş” gibi yapıyor… Bu grubun tek sloganı vardır “CHP’yi ele geçirmeye çalışıyorlar”… Yönetime tutunmak ve kendi ikballerinin peşinde olmak için CHP kutsanmalı ve o kutsal emanet birileri tarafından ele geçirilmek isteniyormuş havası yaratılmalıdır… Hatta ele geçirmek isteyenlerin esasında gizliden gizliye Tayyip’in adamları olduğu vurgulanmalıdır… Biz olmazsak Atatürk olmaz ! İnandırıcılık tamamen yittiği ve artık inanacak bir şey kalmadığı için, tek çare inanması güç şeylere sığınmaktır !

Ne bekler bu “bilmiyormuş” gibi yapanlar ? Birinci halkadaki emel kutsal koltuğa tutunmaktır ! İkinci halkadaki emel ise, elde kalan 80 – 100 belediyenin oldukça kısıtlı imkanlarından istifade edebilmektir ! O imkanlardan ama iş ama aş olarak bir parça kerttirip kopartabilmektir… Esasında bu kadar sığ ve bu kadar basittir beklenti ! Kerten de kertilen de bunun farkındadır ama hepsi aynı anda çok güzel “bilmiyormuş” gibi yaparlar… Birçoğu için “Atatürkçülük” paranın üzerindeki “Atatürk” resmi ile özdeştir ve “Yeni Atatürkçülük” tür onlarınki ! Yani anlayacağınız “Yeni CHP” gibi bir şey…

Nedir Yeni CHP ? Yeni CHP, içindeki “sağ” elin yaptığından “sol” elin haberi bile olmayan bir partidir… Bizden, yani toplumdan tamamen kopartılmış, insanların sadece gerçek Atatürkçülük ve Cumhuriyetçilik içgüdüleriyle ve Tayyip korkusuyla kerhen oy verdiği bir markadır… Oy tabanıyla partiyi oluşturan insan yapısının eğitim, sosyal ve kültürel bakımdan neredeyse taban tabana zıt hale geldiği bir örgüttür… Partiye gönül bağı olan emektarlarının neredeyse el çektirildiği, oy verenlerin siyasi “katılımcı” olmadığı, eleştirmeni bol, fikri yapısı deforme olmuş, ideolojik alt yapısı tamamen boşaltılmış bir partidir Yeni CHP… Tek umudu popülizmdir ! Popülizm ile giderek sağa yaslanmakta, yaslandıkça da ancak MHP’ye destek olmakta ve HDP’ye saha açmaktadır…

Kemal Kılıçdaroğlu’nun elindeki son koz “iktidar olma olasılığının var olma ihtimalinin” henüz kaybolmamış olma olasılığıdır ! Bu kadarcıktır esasında ! Eğer iktidara bir yerlerinden yapışabilirse altından kayması kesin olan koltuğa bir süre daha oturabilecektir… Bu sayede “bilmiyormuş” gibi yapan ekibini bir süre daha rahatlatacaktır… İşin kötüsü, AKP’de bunu çok iyi görmekte ve Yeni CHP’yi nasıl kucaklayacağını çok iyi hesap etmektedir… Fakat “Dersimli Memur Kemal” de çok iyi “bilmiyormuş” gibidir ki, iktidar ortağı olsa da olmasa da kaçınılmaz sonu değiştiremeyecektir !

Çıkmayan candan umut kesilmez ! Her zaman bir umut vardır !

Kellesi alınacak olan adam son anda sehpadan padişaha seslenir “beni öldürtmezsen senin atına uçmayı öğretebilirim !” Padişah düşünür, uçan bir ata sahip olma düşüncesi çok hoş gelir ve “tamam” der “bir gece vaktin var !” Adamı idam sehpasından indirirken biri sorar “ulan at nasıl uçar, kafayı mı yedin sen ?” Adam cevap verir “sabaha kadar vaktim var, belli mi olur ? Bakarsın sabaha kadar ya Padişah ölür, ya at ölür… Ben zaten bugün ölmüştüm !”

Kılıçdaroğlu’nun koltuğu kaybettiği tarih bellidir, 7 Haziran akşamı… Tam da o akşam etrafındaki “bilmiyormuş” gibi yapanlara kulak asmayıp “gereğini yapmak” için o kısacık anı kaçırdıktan sonra artık tutacak bir dalı kalmamıştır… Başarısızlığın kulpları çoktur ama hiç biri tutmaya gelmez, hep elde kalır… Bilmiyormuş gibi yapanlara itibar etmeyip istifa etme, alkışlar ve göz yaşları ile uğurlanma fırsatı arkada kalmıştır… Artık “istifa” çağrılarına kulak asmayıp sonun sonuna kadar gitme mecburiyeti kaçınılmazdır…

Ancak geçecek olan bu süre artık sadece “uçan at” gibi olmadık ümitlere bel bağlanan bir zaman şerididir, günden güne her şey onun ve Yeni CHP için daha da kötüye gidecektir…

Umulur ki giderayak partiyi bir de AKP’ye payanda edip iyiden iyiye dibe vurdurmasın… Kendisinden sonra gelecek olanlara en azından enkaz bırakmasın…

Zira artık Eski Genel Başkan’dır ve ileride saygıyla anılıp anılmamak kendi elindedir…

ERDEN ÜÇÜNCÜOĞLU

 
Paylaşmak Zenginliktir

Yorum yapın