SAYIN VEKİLİM SEN HÜKÜMET KURMAKLA UĞRAŞMA, BENİ DİNLE !

Sayın Vekilim,

Biliyorsun yasaları hükümet değil, şu an itibarıyla artık senin de mensubu olduğun TBMM çıkarıyor… Ezberlerini boz ! Yasa koymak için hükümet etmen gerekmiyor, şu an bu yetkiye sahipsin… Bunun farkında ol !

Bugün, iktidar ortağı olma ihtimalinin hayallerini süslediğini biliyorum ama sen bu hayale sakın kapılıp vakit kaybetme ! Çok kısa bir süre sonra yemin edeceksin ve zaten sana diğer ölümlülerden daha farklı bir muamele yapılmaya başlanacak… Ve sen istesen de istemesen de bu büyülü dünyanın etkisine gireceksin… Aman sen ayık ol !

Merak etme, devlet hiçbir şekilde hükümetsiz kalmaz ! Seçim normal sürede de yapılsa, erkene de alınsa, tekrarlansa da devletin başında bir hükümet olacaktır… Sen olsan da olmasan da ! Şimdi sana hükümet kurmaktan daha önemli bir şey söyleyeceğim, iyi dinle beni !

Şu an elinde çoğunluğa sahip yasama gücün var ! Üç parti derhal bir araya gelin ve bir acil çalışma grubu kurun ! Adını da ben önereyim “Acil Hedefler Çalışma Grubu” olsun ! Bak birlikte koalisyon kurun demiyorum yanlış anlama ! Üçünüzün de bana verdiğiniz sözü tutacağınız bir grup oluşturun diyorum acilen… Siz şu an üç partide toplam 295 kişisiniz ve bu güçle istediğiniz her türlü yasayı çıkartırsınız ! Bilmem farkında mısın ama sen şu an fiilen iktidarsın ! Çünkü kuralı sen koyduktan sonra oyunu kimin oynattığı önemli değildir ! Oyunu senin kuralına göre oynatmayana hesap soracak kuralı bile koyabilecek güçtesin şu an ! Hükümet olman gerekmiyor !

Sayın Vekilim sen bırak hükümeti kim kuracak, koalisyon mu olacak, azınlık hükümeti mi olacak, seçim erken mi olacak, geç mi kalacak… Sen bunlarla uğraşırken uyuşacaksın, bilerek uyuşturacaklar seni ! Bunları büyüklerimiz nasıl olsa kapalı kapılar ardında konuşacaktır… Olması gereken olacaktır… Sen bir an önce, hem de hiç vakit kaybetmeden, tatil yapmadan, yılmadan, bıkmadan, usanmadan bana verdiğin söze sahip çık ! Benim dediğimi yap ve üç partiyi bu eksende bir araya getir bir an önce… Diğerlerine dair tüm önyargılarından, ideolojinden, egolarından sıyrıl ve sadece ortak paydanı gözet… Sizin tek ortak yanınız “benim” ! Benim acil taleplerimi gerçekleştir ve hakkımı teslim et bir an önce ! Zira benim acelem var, çünkü ben biliyorum ki bu oyun mutlaka değişecek ve bu güç sana da kalmayacaktır… Hiç boş yere hülyalanma !

Parti devleti haline dönüşmüş olan yapıdan kurtulmak, bireysel hak ve özgürlüklerimizi tekrar kazanmak, üzerimizdeki esaret korkularından sıyrılmak, siyasetin finansmanını kirlenmişliklerden arındırmak, kamu ihale mekanizmasını yeniden yapılandırmak, yargıyı bağımsız kılmak, bürokrasi tahakkümüne son vermek ve tek adam yapılanmasının önünü kesmek için bir büyük fırsat var elinde… Belki de bu son bir fırsattır ve bu fırsatı ben ellerimle verdim sana ! Verdim ki, sen de gece gündüz çalışıp bana verdiğin sözü hemen tutasın ! Tüm bunlar için çok az vakit var ! Gaflete kapılma !

Senden çok fazla bir şey istemiyorum… Parti programına ya da seçim beyannamene aykırı bir talebim de yok ! Karnımı doyurmanı da beklemiyorum, teşekkür ziyaretine gelmeni de !

Torba yasalarla elimden alınan özgürlüğümü ve kişilik haklarımı geri vermeni, dinlenme, izlenme, fişlenme korkularımı yok etmeni, çocuklarımın yarınlarına dair kaygılarımı gidermeni, ümidimi kestiğim yargı sistemini düzeltmeni ve daha bir dolu hayati beklentimi yerine getirmeni istiyorum sadece senden… Benim önceliklerim bunlar ! Senin hükümette olman değil ! İlk kez bir araya geleceğiniz yemin töreni bunun için bir fırsattır, vakit kaybetme sakın !

Ben, Süheyl, Ahmet, Selami, Şükran, Temel, Zahit, Meral, Tahir, Şener, Fatma, Selda, Kısmet, Soner, Cahit, Nalan, Zehra, Kaan, Ali, Orkun, Berk, Gülseren, Didem, Etem, Ömer, Yeşim, Metin, Gönül, Fatih… Toplanıp bir araya geldik ve bu yetkiyi 295’inize verdik ! Verdik ki yıllar içerisinde torbalara doldurulup parça parça yok edilen özgürlüklerimizi bir gece vakti çuvalla bize geri veresin… Verdik ki sivrisineklerle uğraşıp vakit kaybetmeden derhal onları üreten bataklığı kurutasın !

Sayın Vekilim, ben bunları yazdım ama korkarım sen yine bildiğini yapacaksın… Hele bir hükümet kurulsun diyeceksin, grup kararı diyeceksin, tüzük diyeceksin, teamüller diyeceksin, öyle kolay olmuyor diyeceksin… Önce seçmenlerine teşekkür turuna çıkıp sonra çocuklarınla güzel bir yurtdışı tatiliyle seçim yorgunluğunu dindireceksin…

Sonra dönüp geldiğinde bakacaksın ki mekan yerinde duruyor ama bütün bunları yapacak imkan ve zaman kalmamış… Ve sen içine düştüğün gafletin suçunu başkalarına yıkmaya çalışırken benim yine bunu yememi bekleyeceksin… Çok beklersin !

Sayın Vekilim hadi tüm bunları dinlemedin, bari şuna kulak ver ! Büyüklerimiz koalisyon görüşmeleri yaparken sanıldığı gibi seni pek dinlemezler ama sen yine de elinden geleni yap ! Sen sakın koalisyona girme, bırak bugüne kadar kim geldiyse bu günden sonra da “azınlık” hükümetiyle devam etsinler… Çünkü ipler zaten senin elinde olacak ! Aksi takdirde sen girersen bu 295 parçalanacak ! Ve bugüne kadar gelenlerle kim koalisyona girerse bil ki yarın “kendi ayağına ateş etmiş” değil direkt olarak “kendi kafasına sıkmış” olacak !

Ben bunları yazdım ama sen yine beni dinlemeyeceksin sanırım ! Sana uzatılan iktidarın nimetlerinin cazibesine kapılacak ve yarın bana “memleketi hükümetsiz mi bırakaydık ?” hikayesi anlatacaksın ! Bil ki bunu da yemeyeceğim ! Zaman ve imkan zaten elinden gitmişken sonunda bir de mekandan da olacaksın…

Ben söyleyeceğimi söyledim…

Sen de bil ki dünyada da ahirette de iki elim yakandadır,

Sayın Vekilim !

ERDEN ÜÇÜNCÜOĞLU

 
Paylaşmak Zenginliktir

Yorum yapın