KAYSERİLİ MÜLTECİLERE VİZESİZ SURİYE İÇİN AVRUPA PAZARLIĞI !

Bir şey anlamadınız…

Sorun sizde değil… Ama gelgelelim… Bu cümleyi şöyle Davudi (!) bir sesle söyleyip sonunu da “yaptıııık !” diye bağlarsanız… Emin olun ! Eline ayran ve sandviç tutuşturulmuş en az elli bin kişi meydanda “eeeveeeet” diye bağırarak yine de sizi alkışlayacaktır… Sorun sizde değil…

Olaylar ve kavramlar öyle bir karıştı ki, başlık bile az kalır… Yine de ben olup biteni olabildiğince sadeleştirerek anlatmaya çalışayım…

Neredeyse 2 yıl önce, 21 Temmuz 2014 tarihinde Avrupa Birliğiyle bir anlaşma imzalamışız… Türkiye Cumhuriyeti ile Avrupa Birliği Arasında İzinsiz İkamet Eden Kişilerin Geri Kabulüne İlişkin Anlaşma… İmzalayanlar… Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı – Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan – Ahmet Davutoğlu, Dışişleri Bakanı – Bakanlar Kurulunun diğer üyeleri…

Anlaşmanın 4/c maddesi aynen şöyle…

“Türkiye bir üye devletin başvurusu üzerine, Türkiye topraklarında kaldıktan veya transit geçiş yaptıktan sonra Üye Devletlerin ülkesine yasadışı ve doğrudan giriş yapan üçüncü ülke vatandaşları veya vatansız kişileri bu anlaşmada öngörülen işlemler dışında başka bir işleme gerek kalmaksızın geri kabul edecektir”

Bu taahhüde 2 yıl önce imza atmışız… Peki, şu an neyi tartışıyoruz ? Tartıştığımız şey şu ! Tek taraflı olarak sorun çıkarmamak, ben oynamıyorum dememek, yani mızıkçılık etmemek…

Bunun için bize 3 milyar Euro teklif ediyorlar… Tabi kendi belirledikleri şartlarda verilmek üzere… İkinci bir 3 milyar Euro da 2018 yılı sonuna kadar… O da tabi ki eğer koyunlar şu tellerden geçerse, geçerken yünleri tellere takılırsa, yünleri toplayıp eğirirsek, iplik yapıp dokursak, vs…

3 milyar yani dolu dolu okursak “üüüüüüççççç milyaaarrrrr yüürooo” ne anlama geliyor ? Bu nasıl bir paradır, bununla ne yapılabilir ? Anlatalım… Bir önceki Maliye Bakanımız, şimdiki Başbakan Yardımcımız Sayın Mehmet Şimşek’in verdiği örnek üzerinden… Sayın Bakanın, devlet kurumlarındaki araçlara harcanan paranın eleştirilmesi üzerine muhataplarına şöyle cevap vermişti…

“2014 yılında Türkiye’deki bütün kamu araçlarının satın alınması, kiralanması, bakımı, onarımı ve yakıtı 3 milyar 300 milyon liradır… Türkiye’nin bütçesi 473 milyar liradır. Binde 7’den bahsediyoruz. Türkiye’nin bütçesinde çerez parası değil, çerez…”

3 milyar 300 milyon lira çerez parası bile olmadığına göre… 3 milyar Euro olsa olsa ancak “çerez” parası olur… Ben söylemiyorum, devlet adamları söylüyor… Yani biz bu kadar mülteciyi çerez parasına kabul etmiş oluyoruz ve bundan gurur duyuyoruz… Ayrıca bu zekamızla övünüyoruz… İnsanın ayakta alkışlayarak “eeeveeeett” diye bağırası geliyor…

NASA mensuplarını bile kıskançlıktan çatlatacak bu keskin zekayla yaptığımız son anlaşmadan çarpıcı iki madde daha…

Bir… 20 Mart tarihi itibarıyla Türkiye’den Yunan adalarına geçen tüm yeni düzensiz göçmenler Türkiye’ye iade edilecektir…
İki… Yunan adalarından Türkiye’ye iade edilen her bir Suriyeli için, Türkiye’den bir Suriyeli AB’ye yerleştirilecektir…

Dikkatli okuyun ! Yani… Yunan adalarına geçen tüm düzensiz göçmenleri, Afganlı, Pakistanlı, Iraklı, Sudanlı, Suriyeli… Her milletten olanları ve dahi vatansızları iade alacağız… Ancak sadece gelen her bir Suriyeliye karşılık bir Suriyeli iade edeceğiz… Anlaşmanın sizi sıkmak istemediğim diğer bölümlerinde de bu Suriyeli sayısı 72 bin kişiyle sınırlı… Canım ayran çekiyor, böyle bir zeka ! İnanamıyorum, gerçekten normal değil…

Gelelim vizesiz Avrupa vaadine… Onu da olabildiğince sadeleştirerek anlatmaya çalışalım… Sizi boğmamak için oturup sizin yerinize sabırla okuduğum anlaşma maddelerine göre… Ağzımızla kuş tutsak bile “kardeşim bir kanadı dışarıda kalmış bunun” deyip yan çizme hakları var… Ağzımızda bir kuş öylece kalabiliriz… O kadar yani, siz anlayın artık !

Bu zekaya karşı koyacak muhalif bir zeka yok mu peki ? Endişelenmeyin var elbette ! CHP Sığınmacı ve Mültecilerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu ! Komisyon açıklaması şöyle “Türkiye ile AB arasında varılan anlaşmanın insan hakları ve uluslar arası hukuka aykırı olduğuna ilişkin ciddi eleştiriler vardır”… Hadi canım, inanmıyorum ! Bu nasıl etkili, nasıl yıpratıcı, nasıl zeki bir muhalefet tarzı böyle… Bu açıklamadan sonra iktidarın nefesi hala kesilmediyse, ya yandaş medyadan ya Cumhurbaşkanından ya evde oturan yüzde elliden ya da Amerika’dan falandır…

İşin en trajikomik tarafına gelelim… Hiçbir mülteci Türkiye’ye iadeyi kabul etmiyor… Tepkileri şöyle…

“Avrupa göçmenlere para veriyor, Türkiye vermiyor – Türkiye’de hayat çok zor – Türkiye’de geleceğimizden endişeliyiz – Türkiye’de şartlar çok kötü – Türkiye’de iş yok – Türkiye’de çok ucuza çalıştırıyorlar – vs vs vs”

En çarpıcı olan da şu… “Türkiye’de terör var…”

Yani anlaşılan o ki bu mülteci milleti… Ya nankör… Ya da geri zekalı…

Çünkü… Bir eline ayran bir eline sandviç tuttursan bile her söylenilene “eeeeveeeett” diye bağırmak yerine…

Hayatı pahasına… Daha insani, daha kaliteli, daha rahat bir yaşamı talep ediyor !

Hak ettiğine inanıyor !

ERDEN ÜÇÜNCÜOĞLU

 
Paylaşmak Zenginliktir

Yorum yapın