WHO ARE YOU YAA !

– Efendim Sayın Başkanla görüşmenize çok az kaldı, tekrar edelim mi ?
– Edelim… Hu ar yu… Oldu mu ?
– Efendim “hu” değil, çok afedersiniz “hav” diyeceksiniz !
– Ya aynı şey değil mi yaaa ? Ne farkı var ?
– Efendim “hu ar yu – sen kimsin” demek, “hav ar yu – nasılsınız” manasına geliyor…
– Anladım… Kendi ülkesinde Sayın Başkana da görür görmez “sen kimsin ulan” gibi bir şey noktasında yakışıksız olur, ayıptır !
– Evet efendim ciddi atar olur ! Bizim memleketten sallasak ya da ne bileyim bizim memleketteki konsoloslardan biri falan olsa neyse…
– Tamam baştan alıyoruz… Sayın başkana elimi uzatıyorum ve “hu ar hav”… Nasıl ?
– Efendim sondaki “yu” yerine değil, baştaki “hu” yerine “hav” koyuyoruz…
– Huv har… Amaan dur bi dakka, şimdi yapacağım… huvar yu ! Oldu değil mi ?
– Çok yaklaştık efendim… Haaav aaaarrr yuuuu… Havaryu !
– Ben yine “van minüts” desem, olmuyor mu ? Ona çok çalışmıştım… Van minüts, bak ne güzel oluyor…
– Aman efendim diplomatik skandal olur, aklımızı alırlar vallahi… Zaten Reza da ellerinde…
– O kim ki… Bizimle bir alakası yoktur ! Bu şahıs paralel yapının adamıdır… Pensilvanya’ya kaçarken tutuklanmıştır… Hav iz hi ?
– Hav değil efendim burada hu kullanıyoruz… “hu iz hi” yani mealen “o kim ki”…
– Ya iyice karıştırdın yaaa ! Yok mu bunun daha basit yolu ?
– Var efendim ! En sondaki “aryu” yu ezberliyoruz…
– Evet, aryu !
– Başına yurt içindeysek “hu” yurt dışındaysak “hav” koyuyoruz… Yani memleketteyken “sen kimsin” dışarıdayken “nasılsınız” oluyor !
– İçerde “hu” dışarıda “hav”… İyiymiş yaaa ! Unutmam artık ben bunu…

ERDEN ÜÇÜNCÜOĞLU

 
Paylaşmak Zenginliktir

Yorum yapın