Uzun yolda araba kullanmak gibidir yaşam…
Çıktığınız bir nokta vardır, varmak istediğiniz bir hedef… Yol arkadaşlarınız vardır, ya sizle aynı arabanın içerisinde ya da sizle aynı yolda ama başka arabalar içerisinde… Bazen hızlanır bazen de yavaşlarsınız… Ya keyfinize, ya şartlara ya da yol arkadaşlarınıza göre… Bazen uzun bazen de kısa molaları vardır yolun… Ya keyfinize, ya şartlara ya da yol arkadaşlarınıza göre…
İnişleri çıkışları vardır yolun, virajları, sapakları… Ama yol sizi hiçbir yere götürmez… Yol çizilidir çünkü, giden sizsiniz ! Bazen şerit değişir, bazen hedef, hatta yol ve yol arkadaşları bile… Ya keyfinize, ya şartlara ya da yol arkadaşlarınıza göre… Aksilikleri, kazaları, sorunları vardır yolun, kaçınmak için dua edilen… Kuralları vardır, bazen çiğneyince haz veren bazen de dualara ters düşen…
Ön camdan görünen geleceğinizdir… Ama en fazla bir sonraki viraja kadar görürsünüz geleceğinizi ya da bir sonraki tepenin üzerine kadar en fazla… Gerisi belirsizdir ! Tüm planlar, umutlar, beklentiler, tahminler, her ama her şey hep bir sonraki viraja kadardır esasında… Ve kaygıyla umut hep kol koladır o virajın arkasında…
Dikiz aynası akıp giden geçmişinizdir ve tersine akar zaman… Aynada