Birinci Dünya Savaşının çıkış sebebi neydi ? Ezbere söylerim…
Çünkü, ilk mektep sosyal bilgiler sınavının kaçmaz sorularındandır… Bize, Avusturya tahtının veliahdı Arşidük Ferdinand’ın bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürülmesi olarak belletildi birinci dünya savaşının çıkış sebebi… Bu cevabı yapıştırdın mı, beş puan garanti…
Yani… Sırp’ın biri Avusturyalının birini vurmuş diye iki ülke savaşa girmiş… Sonra Almanlar Avusturyalıları tutmuş, Ruslar da Sırpları çok sevdiği için onların yanında yer almış… Fransızlarla İngilizler o zamanlar Rusları çok seviyorlarmış… İtalyanlar da önce Almanları sever gibi yapmış ama sonradan dönüp İngilizlerle Fransızları bi de Rusları çok sevmişler… Biz her daim Almanları sevdiğimiz için onların yanında dalmışız savaşa…Sonra hepsi birlikte bizi sevmişler… Esasına bakarsanız sonuçta biz savaşı kaybetmemişiz ama… Sevdiğimiz Almanlar kaybettiği için biz de yenik sayılmışız…
Bize öğretilen budur… Evveline ahirine hiç bakmadan, olayların arkasındaki siyasi ve ekonomik nedenlerden hiç bahsetmeden, sadece daracık milliyetçilik penceresinden göstererek öğretildi koca cihan savaşı bize… Oysa işin aslında otuz kırk yıl öncesinden başlayan hazırlıklar, anlaşmalar, karşılıklı çıkarlar vardı… Uzun süredir ilmek ilmek örülen ilişkiler, satranç ustalarının maharetli ve sabırlı ellerinde şekilleniyordu…
Biz ulus olarak tıpkı o zamanlar gibi, şimdilerde de satrançtan pek haz etmediğimiz ve anlamadığımız için… Olaylara hep “satranç ta neme nem boktur, bizde Ata Barı var” diyerek dalarız… Uçak düşürür gerekirse tezek yakarız…
Orta doğuda olup bitenleri anlamak için çok fazla efor sarf etmeye gerek yok… Cevap bellidir… Enerji ! Yani petrol ve doğal gaz…
Ekonomisinin en büyük girdilerinden birisini doğalgaz ihracatı oluşturan Rusya’nın bu sahadaki en büyük rakibi Katar… Kendisinden 400 kat daha küçük ve 70 kat daha az nüfusa sahip bu Arap ülkesi, İran’a uygulanan ekonomik ambargoların da katkısıyla, bölgenin ikinci büyük doğalgaz ihracatçısı… Ne var ki Katar’ın boru hattıyla satışı olmadığı için doğalgazını mecburen sıvılaştırarak yani LNG şeklinde tanker gemilerle ihraç ediyor…
Sonra birileri çıkıyor “biz bu Katar’ın doğalgazını Türkiye ve onun üzerinden Avrupa’ya satacak boruyu döşeyelim” diyor… İlkin borunun Suudi Arabistan – Irak üzerinden Türkiye’ye doğru döşenmesine karar verilmişken, birileri Irak’a demokrasi döşemeye niyet edince orada çarşı karışıyor… Hattın güzergahı Suriye üzerinden yeniden planlanıyor… Ama bu sefer de kardeşim esat Rusya’nın gazına gelip bu boruya hayır diyor ve aniden esed’e dönüşüyor… Ve Suriye’ye de borudan önce elbirliğiyle demokrasi döşemek kaçınılmaz oluyor…
Yıllar önce boruyu döşeyip Türkiye ve Avrupa’ya birinci tedarikçi olarak doğalgaz pompalayan Rusya bakıyor ki… Suriye’ye Esat’sız demokrasi gelme ihtimali yok, salıyor birliklerini oraya… Herkesin maksadı Suriye halkının refah ve özgürlüğü… Can kurban ! Bu arada Katar’dan uzanacak boru ne kadar gecikse kardır… Hatta mümkünse hiç döşenemese…
Rusya, aynen ABD gibi büyük bir insan hak ve özgürlükleri bilinciyle girdiği Suriye’ye henüz yeterince demokrasi getiremediği için… Satranç tahtasının üzerinde bir hamle planlıyor… Kendisine Türkiye tarafından bildirilmiş olan angajman kurallarını ezbere bilmesine rağmen… Savaş uçaklarından birisini piyon olarak ileri sürüyor… Dedim ya “satranç ta neme nem boktur ! Ata barı bize yeter !” Hooop piyonun üzerine balıklama atlıyoruz… Aniden ortalığı tezek kokusu basıyor…
Ve tahtanın üzerinde piyonu feda eden Rusya… Tehdit altında olduğunu bildirerek hava savunma sistemlerini ve ek birliklerini demokrasi uğruna Suriye’ye sevk etmenin yolunu meşrulaştırmış oluyor…
Hatta bizim boğazdan geçerken savaş gemisinin üzerinden bize boruyu gösteriyor…
Yazının başlığı esasında tüm bu olup bitenin alt yazısıdır…
Neyleyim ki… İçiniz fesat…
Savaş çıkar mı ? Çıkmaz ! Doğalgaz kesilir mi ? Çok zor ! Tezek yakar mıyız ? İmkansız !
Endişeye mahal yok…
Ata barına devam !
ERDEN ÜÇÜNCÜOĞLU