SİYASİ SORUMLULUK NE DEĞİLDİR ?

Tarih 29 Temmuz 2015

Teşekkür borcumuz yok, sadece yapması gerekeni yapan CHP Milletvekilleri TBMM’ye önerge verirler… Önergenin konusu “terör olaylarının soruşturulması” amacıyla meclis araştırma komisyonu kurulmasıdır… Ve “terör” henüz Ağustos, Eylül ve Ekim aylarını kat etmemiştir… Yüzlerce “can” henüz sağdır !

Gerekçeyi Meclis tutanaklarından aynen aktarıyorum;

“Ülkemizde giderek tırmanan terör olaylarının nedenlerinin araştırılması ve gerekli tedbirlerin bir an önce alınması için meselenin gerçek çözüm yeri olan TBMM’de görüşülmesi amacıyla Genel Kurulun olağanüstü toplanması ön görülmüştür.”

Sorumluluk bilinci ve toplumsal duyarlılık bir yana… Böyle bir belanın ateşiyle kavrulan her hangi bir ülkenin Meclisinin zaten yapması gereken bu çalışma, çok tartışmalı ve bol sataşmalı bir toplantıya sahne olur… Ve sonuçta, toplantı iki başlıkla gündeme oturur…

Birincisi Bülent Arınç’ın bir kadın milletvekiline “Sus ! Bir kadın olarak sus, sus !” demesi… İkincisi ise MHP’nin oylamadaki beklenmeyen tavrıdır…

Birincisiyle ilgili düşüncelerimi, yani erkeğin kadın üzerindeki faşizan tahakkümüne karşı duruşumu her zaman, her yerde, her fırsatta paylaştım… Paylaşmaya da sonuna kadar devam edeceğim ! Ama gerçek konumuz ikinci başlık, yani MHP’nin tavrı…

Toplantının oylama bölümünde Başkan usulen sorar… “Meclis araştırmasını kabul edenler…”

Önergenin sahibi olan CHP grubu doğal olarak “kabul” oyu için el kaldırır… Terörist etiketi ile yaftalanan HDP grubu “kabul” için el kaldırır…

Başkan usulen ikinci soruyu sorar… “Kabul etmeyenler…”

AKP grubu doğal olarak “ret” için el kaldırır… MHP önce çekinser kalır… O sırada yılların siyasi tecrübesi, MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural sahne alır… Bakar ki “kabul” oyları “ret” oylarından fazla… Telaşla elini kaldırıp kendi grubuna döner… İşareti alan tüm MHP grubu “ret” oyu için top yekun el kaldırır… Araştırma önergesi MHP desteğiyle reddedilir…

Büyük bir toplumsal tepki alan bu “harekete” ertesi gün MHP Genel Merkezinden destek açıklaması gelir…

“Araştırma önergesiyle gündemi saptırmaya, işi sulandırmaya ve şer odaklarına zaman kazandırmaya kimsenin hakkı yoktur. MHP, Meclisteki duruşu ile buna fırsat vermemiştir.”

Bir anlam verebildiniz mi ? Sanmıyorum !

Şimdi bu noktada yukarıdaki gerekçe ile MHP’nin açıklamasını yan yana koyup bir kez daha okuyun lütfen…

Siyasi etiğin yerle bir olduğu günümüz koşullarında “siyasi sorumluluk” denilen olgunun tarifini yapmak maalesef artık çok zor… Ama “siyasi sorumsuzluğun” tarifi sanırım çok net anlaşılmıştır…

Bir başka pencereden bakalım… Teröre destek veren ve boynuna terörist yaftası asılmış olan HDP… “Terör olaylarının nedenlerinin araştırılması ve gerekli tedbirlerin alınması” için destek veriyor… Her günü terörü ve teröristi lanetlemekle geçen MHP buna “hayır” diyor… HDP hareket ediyor, adında hareket olan MHP “duralım” diyor… Yoruma gerek var mı ?

O fotoğrafa, yani Oktay Vural’ın telaşla grubunu “hareket” ettirdiği o ana dönelim… O elin kalktığı hali, yani günümüz koşullarını hep birlikte gördük, yaşadık…

Bir an düşünelim ki ! Eğer o el kalkmasaydı…

Bir… AKP meclis çoğunluğuna sahip olmadığı için… Kurulacak olan araştırma komisyonunda da çoğunluğa sahip olamayacaktı… Yani 13 yıldır ilk defa bir komisyon, iktidar partisinin siyasi çoğunluk baskısı olmadan daha hür ve daha rahat çalışacaktı… Her türlü yetkinin en üzerindeki Yasama Organının yetkisi, sonuna kadar kullanılabilecekti…

İki… TBMM’de böyle bir çalışma olduğunu bilen yürütme organı yani hükümet ve bürokrasi daha temkinli, daha titiz çalışacak ve her an Meclise hesap verme ihtimali ile hareket edecekti… Görevini eksiksiz yapma konusunda kendilerine verilen keyfi talimatlara göre değil de, yasalara ve hukuka göre davranacaklardı…

Üç… Ülke tarihinin en sarsıcı döneminin yaşandığı süreçte… Seçildikten sonra sadece tatil yaparak yüz binlerce lira maaşı cebe indiren Milletvekillerinin bu durumu, artık çalışıyor ve ülkeye sahip çıkıyor oldukları için kamu vicdanında aklanacaktı…

Dört… Belki yine de kayıplar verecektik… Terör, elbette Meclis Araştırması yapılıyor diye korkmayacak ve susmayacaktı… Ama belki de… Tek bir “canı” kurtarabilecektik… Belki de bir ocağa olsun, ateş düşmeyecekti… En azından bilecektik ki… Meclisimiz ! Meydanlarda teröre karşı nutuk atmak, havayı tokatlamak ve her gün “lanetleme” hamaseti yapmak yerine… Çalışıyor !

Bilecektik ki sahipsiz değiliz… Bilecektik ki maaşlarını ödediğimiz vekillerimiz tatil değil, bizim için, ülke için bir şeyler yapıyor…

Ama o el kalktı ! Ve tüm bunlara örtü oldu…

Siyasetçi !

Bazen eli kalkmadığında “hareket” etmiş olur…

Bazen eli kalktığında “kalkan” olur !

ERDEN ÜÇÜNCÜOĞLU

 
Paylaşmak Zenginliktir

Yorum yapın