ELİF ŞAFAK !

Yazının başlığına neden bunu yazdım, anlatacağım…

Esasında… Asıl amacım sizi buraya çekmek için magazin bir başlık atmaktı ! Çünkü başlığa “cumhuriyet” desem… Muhtemelen şimdiye kadar okuduğunuz beylik, gelenek cumhuriyet kutlaması yazılarından biri sanıp atlayacaktınız !

Ama merak etmeyin yazının sonu başlığa bağlanıyor… Sözüm söz, biraz magazin var yani… Sizi hepten oltaya getirmiş değilim !

Hiç birimiz bir başımıza yaşayamıyoruz… Çünkü insanın toplumdan tamamen soyutlanarak tek başına hayatta kalması neredeyse imkansız…

Devamını oku…ELİF ŞAFAK !

 
Paylaşmak Zenginliktir

AÇI VE ACI !

Küçüktük, küçücük… Avaz avaz, bağırış çağırış geldiğimiz şu dünyanın acı tadını anlamayalım diye… Şeker verdiler ağzımıza, rengarenk, çeşit çeşit…

Küçüktük ya… Şu dünyanın acısını perdelemek için… Rengarenk çeşit çeşit oyunlarla, oyuncaklarla avuttular…

Sonra bir gün “yeter artık” dediler… Çekip aldılar elimizden hepsini… Şekerleri, macunları, bayram ayakkabılarını, topları, topaçları… Kaybolup gitti palyaçolar, çizgi filimler, el ele tutuşup gidilen panayırlar… Hani nerede o güzel yüzünün ortasında minik üzüm tanesi gibi burnu olan, sevmeyi beceremediğim sarışın kız Çiğdem ? Hani, başka ne paylamış olabilirim ki, sabah akşam beraber oynadığım en yakın arkadaşım Uğur ? Biri sevgi diğeri ilgi… Yitip gitti hepsi de anılarda…

Acıya dayanmak kadar tatsız, acı kadar avuntusuz değil misin sen dünya ? Ne tatlar kattım sana, ne renkler dokudum yaşamıma… Başarabilmek için kimi zaman baş köşesinde hayatın, kimi de saklanıp kuytuda… Ama oh olsun… Başardıklarım hep “ben”imdi, kaybolanlar hep sana…

Devamını oku…AÇI VE ACI !

 
Paylaşmak Zenginliktir

imPARAtor !

Sene ya 87 ya da 88… O zamanın Ankara’sında doğru dürüst çim saha yok !

ODTÜ’nün futbol sahası daha yeni çimlenmiş… Hani şu bizim meşhur “DEVRİM” tribünümüzün olduğu saha… Her yanımızı yüzdüğümüz zımpara gibi sahadan kurtulup zümrüt gibi çim sahaya kavuşmuşuz…

Ligler daha başlamamış, sezon öncesi hazırlık maçları zamanı… Biz de üniversiteler arası turnuvaya hazırlanıyoruz… Hoca dedi ki birinci lig takımlarından biriyle hazırlık maçı aldık, üç gün sonra oynayacağız…

Günü geldi, çıktık sahaya… Çim sahanın hatırına ayağımıza gelip karşımıza çıkan takım… Öyle ya da böyle birinci lig takımı, havalarından geçilmiyor… Sahamız çim ama biz de nereden baksan haybeden okul takımıyız ! Maç başladı… Biz de onlar da taktik deniyoruz… Sahada ayrı bir bağrış çağrış… Tıklım tıklım dolu devrim tribününde ayrı… E ne de olsa ODTÜ ruhu, karşındaki kim olursa olsun kazanmak için varsın ! Kaybedecek olsan bile kazanmak için… Hilesiz hurdasız varını yoğunu ortaya koyacaksın !

Maç başlayalı 15 bilemedin 20 dakika olmuş… Sahada futbol oynanırken… Bir anda adamın biri (adam olanlardan özür dileyerek) sahne aldı, teknik direktörmüş (teknik direktörlerden özür dileyerek) ! Bir havalar bir havalar değmeyin gitsin… Oyun durmadan adam değiştirmek mi, sahaya dalıp topu alıp pas vermek mi… Kendi topçularını bırakıp bize bağırıp çağırmak mı… Ne

Devamını oku…imPARAtor !

 
Paylaşmak Zenginliktir