HATAY İÇİN ENDİŞELERİM VAR !

Komplo teorisi yazmayı sevmem… Ama göstere göstere gelen bir tehlikeyi de görmezden gelemem…

Biliyorsunuz Suriyeli mültecilere vatandaşlık verilmesi gündemde… Vatandaşlık hakkı sadece oy hakkı değil aynı zamanda yerleşim ve örgütlenme hakkıdır !

Amacım tarihin derinliklerine avucumu daldırıp eski defterlerden husumet ve düşmanlık çıkartmak değil ! Ama bilinen ve yaşanmış gerçekler var…

İslam Halifesi olduğumuz dönemlerdi ! Hani şu Atatürk’ün kaldırdığı için bazıları tarafından hala “hain” bellendiği halifelik var ya, işte o dönemler… Hani şu bütün İslam Coğrafyasına hükmettiğimizi, hepsinin önümüzde saygıyla yerlere kadar eğildiğini sandığımız dönemler…

İşte o dönemlerde yani Padişah Sultan Reşat’ın 114. İslam Halifesi olduğu dönemde… 403 yıl boyunca Osmanlı yönetiminde kaldıktan sonra, batı emperyalizminin sözde “bağımsızlık” palavrasının peşine düşen Filistin, Lübnan ve Suriyeli Araplar koca bir devletin çökmesine sebep oldular ! Sopanın ucuna takılmış havucun peşinden koşarak, hep birlikte batıya uşaklık ettiler, kendi anavatanlarına, kendi askerlerine saldırdılar, ihanet ettiler… Halife sadece bize halifeydi… Arap, halife falan sallamadı !

Anlatalım…

Devamını oku…HATAY İÇİN ENDİŞELERİM VAR !

 
Paylaşmak Zenginliktir

BİRAZ YAVAŞ DÖN !

“Yavaş dön Reis ümmet yetişemiyor” !!!

Son günlerde baş döndürücü hızla yaşanan dönüşümün yarattığı sosyal medya patlamasında… Durumu en güzel özetleyen cümle… Çok da fazla söylenecek bir şey bırakmıyor… Reis’in yaşattığı bu dönüşüm esasında hepimizin ortak haykırışıydı… Ve sonuçta “dur yapma” dediğimiz her olay başladığı yere evirildi… Ne var ki kaybettiklerimizle kaldık ! Canlarımız, milli ve manevi değerlerimiz, cumhuriyet kazanımlarımız, yetişmiş insan kaynağımız, uluslar arası itibarımız, ekonomik varlıklarımız… İnanılmaz kayıplar verdik ve başladığımız yere döndük ! Haklıydık ama haklılığımızın ispatı çok pahalıya mal oldu…

Gel gör ki bu yollarda beraber yürüyenlere, yağan yağmurda beraber ıslananlara ve bizi de ıslatanlara dair bir şeyler söylemek lazım… Ama ! Sevgiyle, umutla, inançla ! Bize yüklenen ilim, akıl, yaşam felsefesi ve maneviyat bunu gerektiriyor çünkü !

Eskiden “köle gibi çalıştırmak” diye bir tabir vardı, yeni dünya düzeninde değişti “köle gibi, çalıştırmamak” oldu ! Yani üretimden kopartmak, işsiz bırakmak, çalışma yeteneğini ve kültürünü elinden almak, doğrudan ya da dolaylı her tür yardıma muhtaç bırakarak köleleştirmek ! Yoksa siz köleliğin bittiğini mi sanıyorsunuz ? Etrafınızdaki “tüketim kölelerini” ve “fikir kölelerini” görmüyor musunuz ? Boyunlarındaki ağır ve kalın zincirler size görünmüyor mu ? Üzülmüyor musunuz hallerine ?

Devamını oku…BİRAZ YAVAŞ DÖN !

 
Paylaşmak Zenginliktir

LİMON !

7 Haziran seçimlerinden günler önce, seçimin yenileneceğini, seçimden sonra Davutoğlu’nun istifa edeceğini ve yerine o seçimde 3 dönem kriterine takılan isimlerden birisinin geleceğini yazmıştım… Gerçi benim istifa beklentim seçimden hemen sonraydı ama dinlemediler beni, işi yok yere uzattılar… Yok, niyetim “ben söylemiştim” demek değil ! Başka bir şey söylemek istiyorum…

Sözüm Sayın Başbakan Yıldırım’la ilgili… Geçmiş döneme dair eğer ortada şahsiyetsiz bir dış politika sorunu yoksa, işi ciddi bir yönetim zafiyeti olarak görmemiz lazım… Ve eğer gerçekten böyle bir yönetim zafiyeti konusuysa… Yakın dönemde yapılan başbakan değişikliğinin ülke yönetiminde çok ciddi bir etki yarattığını görmezden gelemeyiz…

Ben herkes gibi Sayın Yıldırım’ın, Cumhurbaşkanınca ne söylenirse onu yapan bir memur başbakan olacağını hiç düşünmedim. Haksız da çıkmadığımı düşünüyorum… Göreve başlayalı henüz bir ay geçmiş olmasına rağmen geçmişten gelen bütün sorunları ivedilikle çözme gayretinde olduğu çok açık anlaşılıyor.

Sayın Cumhurbaşkanına bu denli vefakarca bağlı olmasına rağmen kendisine “efendim ben, benden önce ortaya çıkmış bu sorunların altında bu ülkeyi gereği gibi yönetemem” dediği çok aşikar… Bu sorunların muhatabı olarak Cumhurbaşkanının kendisini ve kendi selefi Davutoğlu’nu işaret ederek çözüm talep etmiş olma ihtimali çok yüksek…

Düşünsenize Rusya ve İsrail… Her ikisiyle de aynı gün ilişkilerde iyileşme dönemi başladı… Sayın Cumhurbaşkanı’nı İsrail’den talep ettiği üç konudan sadece birisine razı olmaya Başbakan’dan başka kim ikna etmiş olabilir ? Ya da Rusya’ya olağanüstü gerilen ilişkiler için geri adım atıp “efendim gereğince özür dilemelisiniz” demeye kim cesaret edebilir… Bunları Sayın Yıldırım’dan başka birisinin yapmış olma ihtimali var mı ? Sizce Erdoğan, Sayın Başbakandan başka birisini dinler mi ? Başka bir yerlerin talimatıyla hareket eder mi ?

Devamını oku…LİMON !

 
Paylaşmak Zenginliktir