HER GÜNE BİR KATLİAM !

Tarihimiz kanla yazılmaya devam ediyor…

Her gün bir tanesini, bilmem kaçıncı yıl dönümünde andığımız sayısız katliamlara bir yenisi daha eklendi… Suruç !
Önümüzdeki yıldan itibaren 20 Temmuz gününü de boş geçmeyeceğiz artık…
Birkaç yıl lanetleyerek, eshefle anarak, ölenleri kabri başında karanfillerle yad ederek kendimizi rahatlatacağız…
Tarihin tozlu sayfalarındaki yerini alana kadar devam edecek bu !
Muhtemelen büyük devlet büyüklerimiz, bu hain saldırının kimsenin yanına kalmayacağını… Faillerin er ya da geç bulunarak cezalarının verileceğini… Terör belasının arkasındaki kanlı elden mutlaka hesap sorulacağını… Ölenlere Allah’tan rahmet… Kederli ailelerine başsağlığı… Çocuklarını kaybeden ailelerin evlerine ziyaret… Mavallar… Martavallar… Bir dolu riyakarlık…

Ölünce ne kadar kıymetli oluyorsun ey insanoğlu !

On yıllardır iç ve dış politikadaki fahiş hataların doğurduğu sonuçlarla on binlerimiz katloldu !
Doğrudan ya da dolaylı olarak kendi bünyemizden ürettiğimiz yahut kendi bünyemizden beslediğimiz terör örgütleriyle hiç şaşmadan hep “kendi kafamıza” sıktık !

Bir ülkenin kanseri bu olsa gerek !

Üç beş soysuzu yakalamayı, cezalandırmayı başarsak ta sonuçta gördük ki… Taşın altından hep biz çıktık… Sonradan hep fark ettik ki tümünü biz doğurmuş, biz beslemişiz… Neden ?
Bir şeyden vazgeçtik, unuttuk, unutturulduk çünkü…

Yurtta sulh, cihanda sulh !!!

Her şeye, her koşula, her gelişmeye rağmen inadına, inadına barış !
Bunu sildik belleklerimizden… İnadımız çok kısa sürdü…

Irk davası gütme ayaklarıyla, bir koyup on alma heyecanlarıyla, İslam coğrafyasına yeniden halife olma hülyalarıyla, hırs, haset, ve hevayla ne içimizde, ne dışımızda barış tutkusu kalmadı…
Değişen dünyaya ayak uydurma bahanesi sarmaladı bizi yönetenlerin çıkarcı benliklerini… Uzaklardaki birilerini zulümden, baskıdan kurtarma numaraları örttü başkasının hakkına, ırzına, malına, evine el uzatma şehvetini… Elimizdekine sahip olma şükrü, bizim olmayanı gasp etme hırsına dönüştü…
Oyuna gelenlerin oyununa geldik, bu oyuna oy verdik, bunların peşinden gittik hep birlikte…
Türk olsun, Kürt olsun, solcu sağcı olsun, Alevi olsun, Sünni olsun içimizdeki barışı, kardeşliği, sevgiyi kaybettik iyiden iyiye… Tüm bunları hırsımıza kurban verdik… Birbirimizden önce tüm bunları katlettik… Ve hastalandık…

Bir ülkenin kanseri bu olsa gerek !

Farkında değil misiniz hala ?
Bölük bölük ölüyoruz bu hastalıktan…
Ver “her güne bir katliam” sloganıyla…
Kendi kafamıza sıkıyoruz hiç durmadan !

ERDEN ÜÇÜNCÜOĞLU

 
Paylaşmak Zenginliktir

Yorum yapın