Mizah bir sanat ! Bu sanatın insan üzerindeki “terbiye edici” etkisinin farkına yıllar önce varmıştım…
Askerdeyiz… 88 kişilik er koğuşunda kalıyoruz… Aklınıza gelebilecek her cinsten 88 erkek… Akşam saat 9 oldu mu “koğuş yat” emriyle birlikte hepimiz kuzu gibi, tıpış tıpış yataklarımıza süzülüyoruz… Az sonra müthiş bir senfoni başlıyor…
Horultuya can kurban, zaten bir süre sonra bağımlılık yapıyor… Ama gelgelelim bu nefesli sazlara, 5 oktavdan eşlik eden “zaaart, zuuurt, pooort, fiuuvvv” sesleri dayanılmaz bir halde… Tabi biz henüz acemiyiz ! Yeni katıldığımız bu ortamda, bizden önce tanımlanmış bu “özgürlük alanına” direkt müdahale şansımız yok… Kafamızı yastığa bastırıp içimizden “Allah belanı versin” demekten başka bir şey yapamıyoruz…
Ama bir Celal’imiz vardı ! Hayatımda tanıdığım en nüktedan fırlamalardan birisiydi… Dört beş geceyi zehirlenmeden atlatmıştık… O akşam insanın yüreğini dağlayan ve “zoooooort” diye uzayıp giden canhıraş bir solodan sonra… Celal’in sesi duyuldu…
“hocam sesi çok güzelmiş, kaça bırakıyorsun ?”
Devamını oku…GÜLE GÜLE JET SKİCİ !