GÜLE GÜLE JET SKİCİ !

Mizah bir sanat ! Bu sanatın insan üzerindeki “terbiye edici” etkisinin farkına yıllar önce varmıştım…

Askerdeyiz… 88 kişilik er koğuşunda kalıyoruz… Aklınıza gelebilecek her cinsten 88 erkek… Akşam saat 9 oldu mu “koğuş yat” emriyle birlikte hepimiz kuzu gibi, tıpış tıpış yataklarımıza süzülüyoruz… Az sonra müthiş bir senfoni başlıyor…

Horultuya can kurban, zaten bir süre sonra bağımlılık yapıyor… Ama gelgelelim bu nefesli sazlara, 5 oktavdan eşlik eden “zaaart, zuuurt, pooort, fiuuvvv” sesleri dayanılmaz bir halde… Tabi biz henüz acemiyiz ! Yeni katıldığımız bu ortamda, bizden önce tanımlanmış bu “özgürlük alanına” direkt müdahale şansımız yok… Kafamızı yastığa bastırıp içimizden “Allah belanı versin” demekten başka bir şey yapamıyoruz…

Ama bir Celal’imiz vardı ! Hayatımda tanıdığım en nüktedan fırlamalardan birisiydi… Dört beş geceyi zehirlenmeden atlatmıştık… O akşam insanın yüreğini dağlayan ve “zoooooort” diye uzayıp giden canhıraş bir solodan sonra… Celal’in sesi duyuldu…

“hocam sesi çok güzelmiş, kaça bırakıyorsun ?”

Devamını oku…GÜLE GÜLE JET SKİCİ !

 
Paylaşmak Zenginliktir

SİYASİ SORUMLULUK NE DEĞİLDİR ?

Tarih 29 Temmuz 2015

Teşekkür borcumuz yok, sadece yapması gerekeni yapan CHP Milletvekilleri TBMM’ye önerge verirler… Önergenin konusu “terör olaylarının soruşturulması” amacıyla meclis araştırma komisyonu kurulmasıdır… Ve “terör” henüz Ağustos, Eylül ve Ekim aylarını kat etmemiştir… Yüzlerce “can” henüz sağdır !

Gerekçeyi Meclis tutanaklarından aynen aktarıyorum;

“Ülkemizde giderek tırmanan terör olaylarının nedenlerinin araştırılması ve gerekli tedbirlerin bir an önce alınması için meselenin gerçek çözüm yeri olan TBMM’de görüşülmesi amacıyla Genel Kurulun olağanüstü toplanması ön görülmüştür.”

Sorumluluk bilinci ve toplumsal duyarlılık bir yana… Böyle bir belanın ateşiyle kavrulan her hangi bir ülkenin Meclisinin zaten yapması gereken bu çalışma, çok tartışmalı ve bol sataşmalı bir toplantıya sahne olur… Ve sonuçta, toplantı iki başlıkla gündeme oturur…

Birincisi Bülent Arınç’ın bir kadın milletvekiline “Sus ! Bir kadın olarak sus, sus !” demesi… İkincisi ise MHP’nin oylamadaki beklenmeyen tavrıdır…

Birincisiyle ilgili düşüncelerimi, yani erkeğin kadın üzerindeki faşizan tahakkümüne karşı duruşumu her zaman, her yerde, her fırsatta paylaştım… Paylaşmaya da sonuna kadar devam edeceğim ! Ama gerçek konumuz ikinci başlık, yani MHP’nin tavrı…

Devamını oku…SİYASİ SORUMLULUK NE DEĞİLDİR ?

 
Paylaşmak Zenginliktir

O RUS BU !

Baltacı ile Katerina’ya kadar gitmeyeceğim…

Ama Rusya ile son yüz yıl içerisinde yaşadıklarımız ibretliktir… Yüz yıllık tarihimizin en ciddi dönüm noktaları Rusya ile olan ilişkilerimize dayanır…

Sıkmamaya çalışacağım ama…Yine de bir fincan kahve ya da bir bardak çay tavsiye ederim…

Birinci dünya savaşı… 1917’de gerçekleşen Bolşevik (Ekim) devriminden sonra Rusya, Kafkas cephesinden kendiliğinden çekilir… O güne kadar yüz binlerce kayıp verdiğimiz bir cepheden, birden bire kurtulmuş oluruz.. Aramızda yapılan anlaşmayla kaybettiğimiz tüm topraklar tekrar bize verilir… 1. Dünya savaşını kaybetmemize rağmen toprak kazandığımız tek cephedir…

Kurtuluş Savaşı… Doğu Cephesinde Kazım Karabekir komutasında savaştığımız Ermenistan, Rusya’dan yardım ister… Rusya Ermenistan’a yardımı tereddütsüz reddeder… Gümrü’ye kadar sürdüğümüz Ermenistan kendiliğinden barış istemeye mecbur kalır, 1920 Aralık ayında bu cephe kapanır… Bugünkü Doğu Anadolu sınırlarımız belirlenir…

Yine Kurtuluş Savaşı yılları… Her iki ülkenin de devlet arşivlerinde var… Kurtuluş Savaşı sırasında Rusya, Türkiye’ye çok ciddi yardımlar yapar… 39 bin tüfek, 327 makineli tüfek, 54 top, 63 milyon mermi, 147 bin top mermisi, 2 avcı botu, Ankara’da 2 barut fabrikası kurulmasına yardım, fişek fabrikası için gerekli yardım ve hammadde, 200 kilo külçe altın, gazi çocuklarına yetimhane

Devamını oku…O RUS BU !

 
Paylaşmak Zenginliktir