HADİSE-ÜL NOEL VE VAZİYET-ÜL NOEL BABA !

Her sene bu zamanlarda mevzu mutlaka gelip buraya dayanır… Biliyorsunuz, ben öyle televizyonda her daim gördüğünüz “söyledikleri kitaptan bilinsin diye dilini eğip bükenlerden” değilim… Direkt konuya gireyim…

Noel, Latince kökeninin anlamına göre “doğum” demek… Hz İsa’nın doğumu anlamında kullanılıyor ve genel inanışa göre bu tarih 25 Aralık’a denk geliyor… İnanışa göre diyorum çünkü Hz İsa dahil olmak üzere hiçbir peygamberin doğum günü kesin olarak bilinmiyor… Allah bu bilgiyi hepimizden saklamış… Sebebi çok basit, kendisini unutup Peygamberleri putlaştırmamamız için !

Ama insan bu, rahat durmaz ! İlla ki Allah’a bir şeyler öğretme ya da O’nun yanlış ya da eksik yaptığını düşündüğü şeyleri düzeltme ve tamamlama ihtiyacı duyar…

Hıristiyan aleminin büyük kısmı 25 Aralık, bir kısmı ise 6 Ocak tarihini Hz İsa’nın doğum günü olarak kabul etmiş… Ona göre bayram ederek kutluyorlar… Hz İsa’nın doğum gününün kutlandığı yerde Müslümanlar boş duracak değil ya ! Diyanet İşleri Başkanlığımız da 14 – 20 Nisan tarihlerini Hz Muhammed’in doğduğu hafta olarak kabul etmiş… Bu haftaya “kutlu doğum haftası” adı

Devamını oku…HADİSE-ÜL NOEL VE VAZİYET-ÜL NOEL BABA !

 
Paylaşmak Zenginliktir

GÜLE GÜLE JET SKİCİ !

Mizah bir sanat ! Bu sanatın insan üzerindeki “terbiye edici” etkisinin farkına yıllar önce varmıştım…

Askerdeyiz… 88 kişilik er koğuşunda kalıyoruz… Aklınıza gelebilecek her cinsten 88 erkek… Akşam saat 9 oldu mu “koğuş yat” emriyle birlikte hepimiz kuzu gibi, tıpış tıpış yataklarımıza süzülüyoruz… Az sonra müthiş bir senfoni başlıyor…

Horultuya can kurban, zaten bir süre sonra bağımlılık yapıyor… Ama gelgelelim bu nefesli sazlara, 5 oktavdan eşlik eden “zaaart, zuuurt, pooort, fiuuvvv” sesleri dayanılmaz bir halde… Tabi biz henüz acemiyiz ! Yeni katıldığımız bu ortamda, bizden önce tanımlanmış bu “özgürlük alanına” direkt müdahale şansımız yok… Kafamızı yastığa bastırıp içimizden “Allah belanı versin” demekten başka bir şey yapamıyoruz…

Ama bir Celal’imiz vardı ! Hayatımda tanıdığım en nüktedan fırlamalardan birisiydi… Dört beş geceyi zehirlenmeden atlatmıştık… O akşam insanın yüreğini dağlayan ve “zoooooort” diye uzayıp giden canhıraş bir solodan sonra… Celal’in sesi duyuldu…

“hocam sesi çok güzelmiş, kaça bırakıyorsun ?”

Devamını oku…GÜLE GÜLE JET SKİCİ !

 
Paylaşmak Zenginliktir

ESİR OLMA KARDEŞİM !

Hissetmen gerekenlerin hece hece sana belletildiği, dayatıldığı, emredildiği bir dönem yaşıyorsun !

Emredenler biliyorlar ki ! Hisler düşüncelere… Düşünceler eyleme dönüşür ! Amaçları ! Hislerini kışkırtarak düşüncelerini esaret altına almaktır ! Seni, düşünmeden yapma boyutuna taşımaktır !

Günden güne ve an be an bu diretmenin kölesi haline geliyorsun… Kabartılan insani hislerinle, insan olmayanların kölesi oluyorsun ! Bil ki bunun adı esarettir ! Sakın esir olma… Özgür olmayı seç !

Kolay değil ! Can veriyoruz, canlarımız toprağa düşüyor… Kahpece, vicdansızca, merhametsizce, kalleşçe… İnsanız ! Bu vehamet karşısında hislerimiz tavan yapıyor, kendimize hakim olamıyoruz… Tüm insani duyargalarımıza, vicdanımızın en hassas yerlerine, hislerimize bıçak sokuluyor…

Ama ! Bil ki amaç budur… Bu bıçağı oraya sokturan (!) el, her an amacına bir adım daha yaklaşmanın zevkini çıkartıyor senin şu haline bakarak…

Yaşananların vehametindeki boyuta dikkat et… Amaç, şuurunu köleleştirmektir ! Bizleri mekanikleştirip, hayvan gibi şartlandırıp, namlunun ucuna sürülen birer nefret bombası haline getirmektir asıl amaç…

Oysa bizler hayvan değil, insanız ! Bu esarete, bu köleliğe boyun eğmemeliyiz…

Devamını oku…ESİR OLMA KARDEŞİM !

 
Paylaşmak Zenginliktir