ŞAHI FEDA ETMEK !

 

Bana Türk siyasetini bir cümleyle özetleyin deseler hiç düşünmeden şunu yazardım;

Hiçbir üretkenliği olmadan sadece sağın kurnazlığı ile solun (mecburi) safdilliği arasında devinen döngüsel sisteme Türk Siyaseti denir !

Siyasi iktidarın el değiştirmesinin ana sebebi tartışmasız ekonomidir. Yakın geçmişimizdeki ekonomik krizler ve sonucunda yaşanan siyasi gelişmelere bakarsanız… Döne döne hep aynı şeyi yaşayıp durduğumuzu net bir şekilde görürsünüz.

Bildikleri başka bir şey olmadığı için… En nihayetinde aşırı borçlanma sonucunda ekonomiyi çökerten sağ iktidarlar, denizin bittiği yerde dümeni bir sol iktidara ya da sol ağırlıklı bir koalisyona devrederler. Pimi çekilmiş bombayı kucağında bulan saftirik sol iktidarlar… İktisat kitaplarında bu durumdan çıkmak için öngörülen her şeyi harfiyen yapıp durumu toparlarlar. Ancak, bu büyük çöküşü toparlamak için mecburen tasarrufa yönelip kemerleri sıktıklarından… Halkı bezdirip ilk seçimde (hatta olabilecek en erken seçimde) iktidarı dümeni toparlanmış bir şekilde yine davul zurnayla sağa devrederler. Ve bu böyle gelip gider…

Bu bakımdan Türk halkının çoğunluğunun sağ tandanslı olmasını da kolaylıkla anlar ve kabul ederim. Sonuçta… Bir yanda nerden geldiğini ve neye malolacağını umursamadığın borç parayla sana şu üç günlük dünyadan hemen haz almayı vaat edeni mi tercih edersin ? Yoksa, eldeki para ve imkanlarla direnip dişten tırnaktan arttırarak çocuklara, torunlara gelecek vadedeni mi ? Kurnaz, hazzı ertelemeyi sevmez. Benim halkım kurnazdır !

Yoksa, Türkiye’de ideolojik sağ ya da ideolojik solun tanımını yapacak insan sayısı yok denecek kadar azdır. Bildiğimiz ezberlere göre sağımızdan sola doğru baktığımızda gördüğümüz tek şey; milli şuurdan yoksun komünist, dinsiz, içkici… Solumuzdan sağımıza baktığımızda ise; dinci, geri kafalı, ırkçıdır. Bunlar bize yeterince ayrışabilmemiz için belletilmiş kalıplardır ! Oysa toplumsal tahlil bir aynaya bakmak gibidir… Bir aynaya baktığınızda sağınızı sol, solunuzu sağ zannedersiniz ! Türkiye’den başka… Bu denli sağcılaşmış solcunun ve solculaşmış sağcının farkında olmadan bağnazca yaşayıp gittiği başka bir ülke yoktur sanırım ! Detaylı bir konudur, geçelim…

Aslına bakarsanız Erdoğan için de… Şimdiye kadar olduğu gibi iktidarı bir süreliğine teslim edip sonra davul zurnayla tekrar ve çok daha güçlü bir şekilde dönmenin tam zamanıydı ! Çünkü hepimiz biliyoruz ki ekonomi büyük çöküntü yaşıyor. Keşke şartlar onun içinde bu kadar kolay olabilseydi… Gelgelelim içinde bulunduğu özel şartlar (!) ve bu şartların gerekli kıldığı iktidar mecburiyeti kendisini bu konfordan mahrum ediyor. Hani “konformist baskı” deniliyor ya… İçimizde bu baskıyı en çok hisseden şüphesiz Erdoğan’dır. Çünkü gidip tekrar gelme ihtimali neredeyse yoktur. En temel sebebi de… FETÖ çukurudur ! Anlatayım…

Devamını oku…ŞAHI FEDA ETMEK !

 
Paylaşmak Zenginliktir

KEMİRGEN DEMOKRASİ !

 

Baştan uyarayım ! Bu yazıyı okuyup bitirdikten sonra… Tüm ezberlerinizi bozup “sadece demokrasiyi kutsayanlar” sınıfından artık bir daha dönmemek üzere ayrılabilirsiniz ! Bu sebeple içinde bulundukları algı durumundan memnun olanlara buradan sonra devam etmemelerini öneririm.

Her şeye rağmen acı gerçekle yüzleşmek isteyenler… Gelin benimle !

Önce bir metafor yaratalım…

ARABA VE ANAHTAR METAFORU !

Bir arabanız olduğunu düşünün… Arabanın anahtarı elinizdeyse, sizden başka hiç kimse onu açamaz ve çalıştıramaz. Kapının önünde duran hatta bazen göz görmeyecek mesafede park edip bıraktığınız arabanız güvendedir. Çünkü… Anahtar sizin elinizde ! Oysa gerçekte… Siz o anda arabaya değil sadece anahtara sahipsiniz. Onun küçücük bir parçası olan anahtarı kocaman arabayla özdeşleştirdiğiniz için… Anahtara sahip olduğunuzda arabaya da sahip olduğunuzu sanıyorsunuz !

İşte o araba “cumhuriyet” anahtar ise “demokrasidir” !

Size arabanın sahibi olduğunuzu zannettiren anahtar… Aslında sadece arabayı çalıştırmaya yarayan tamamlayıcı (!) küçük bir parçadır. Ne var ki anahtar tek başına bir arabayı çalıştıramaz ! Anahtarın arabayı çalıştırabilmesi için her şeyden önce arabanın sağlam olması, aküsünün ve deposunun dolu, mekanik ve elektrik aksamının çalışır vaziyette olması gerekir. Yani bir arabada birbirinden bağımsız ama bir o kadar da birbiriyle uyumlu, ilintili ve birbirini kontrol eden parçalar bulunur…

Bunlar cumhuriyetin olmazsa olmazları “yasama, yürütme ve yargıdır” !

Siz arabanızın anahtarı elinizde güvenle evinizde otururken… Sizden habersiz birileri pekala onu çalabilir, çekebilir, camını kırıp içine girebilir, vurup hasar verebilir. Anahtarın elinizde olması bunlara engel olamaz ! O anda arabanızı ve sizin o araba üzerindeki mülkiyet hakkınızı koruyan, gerektiğinde zararınızı tazmin eden bir sistem olmalıdır.

Bu hukuktur !

Anahtar ne kadar elinizde olursa olsun… Birileri size arabanıza ancak abdest alıp besmele çekerek girebileceğinizi ya da ne bileyim istavroz çıkarmanızı, başınızı örtmeniz veya illa açmanız gerektiğini diretebilir. Anahtar sizi korumayacağına göre… Buna engel olan başka bir şey olmalı !

Bu laikliktir !

İstediğiniz kadar anahtarı elinizde sallayın… Birileri yine size… Bu arabayı ancak belirli saatlerde kullanabileceğinizi, arabaya ancak falanca kişilerle binebileceğinizi, filancaları bindiremeyeceğinizi, kadınsanız tek başınıza

Devamını oku…KEMİRGEN DEMOKRASİ !

 
Paylaşmak Zenginliktir

AFFA SIĞINMAK !

Af kapsamı ne olacak, kimler yararlanacak, kamu vicdanı ne diyecek, iyi mi olacak, kötü mü ? Bu detayları geçelim ve direkt konuya girelim…

Bahçeli’nin af söyleminin olası iki sebebi vardır…

Ya… AKP af çıkarmak istiyor ama bunu kendi ağzından dillendiremediği için yine (!) Bahçeli’yi sözcü olarak kullanıyor !

Ya da… Bahçeli “cumhur ittifakından” çıkış (daha doğrusu kaçış) planı yapıyor !

Birinci senaryoyu ele alalım… Malum, önümüzdeki “erken seçim” aslında AKP’nin kararı olmasına rağmen, bugüne kadar “erken seçim” karşısında gösterdiği büyük direncinin ve inadının kırıldığını gizlemek için… Bu öneri yardımcı oyuncu Bahçeli’ye telafuz ettirildi ! Yoksa ülkenin erken seçime ihtiyacı var mıydı ? Hayır ! Kimin vardı ? Hiç tartışmasız AKP’nin !

Benzer şekilde AKP “af planını” da, bugüne kadar affa karşı gösterdiği direnç ve inadın kırılmasını gizlemek için… Pekala Bahçeli ağzıyla sunuyor olabilir ! Peki ülkenin affa ihtiyacı var mı ? Soruyu hemen değiştireyim… AKP’nin affa ihtiyacı var mı ? Bu sorunun cevabı için seçim matematiğine bakmak gerekir. Acaba AKP, aftan istifade edecek olan kişiler ve ailelerinden oluşan gruptan belirgin bir oy katkısı hesaplıyor olabilir mi ? Bence bu sorunun cevabı çok zorlama bir “evet” olsa bile… Affın kamu vicdanında yaratacağı negatif etkiyle kaybedilecek oyları da hesap etmek gerekecektir ki… Bu kayıp muhtemelen getiriden çok daha fazla olacaktır. Kabul etmek gerekir ki, seçmen matematiği bakımından AKP şu andaki en akıllı partidir !

İkinci senaryo… AKP’nin hiç gündeminde olmamasına hatta “kırmızı çizgisi” olmasına rağmen Bahçeli bunu kendiliğinden gündeme getiriyor olabilir ! Peki ülkenin affa ihtiyacı var mı ? Yine soruyu hemen değiştiriyorum… Bahçeli’nin affa ihtiyacı var mı ? Seçim matematiği

Devamını oku…AFFA SIĞINMAK !

 
Paylaşmak Zenginliktir