Dünya Emekçi Kadınlar Gününüz Kutlu Olsun !

Emek kutsaldır ! Ancak vatan için canını ortaya koymak emeklerin en kutsalı olsa gerek… Şerife Bacı bir Kurtuluş Savaşı kahramanı ve hikayesi beni hep çok etkilemiştir. Kocası savaş gazisi Topal Yusuf’un yerine cephane dolu kağnısını İnebolu’dan Kastamonu’ya götürürken yolda donup can veren… Islanmasın diye tek yorganını cephanenin üzerine serip, kendisini de bebeği Elif’e yorgan yapan bir kadın kahramanımız…

Aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyor ve yazdığım aşağıdaki şiiri Kadınlar Günü armağanı olarak sizlere emanet ediyorum…

Sevgilerimle,

Elif…
Kaç yıl önce donup
ölmesi gereken yerde duruyordu…
Ve yeni kesen yağmurda yunup
çiğ vurmuş
beyaz bir çiçek gibi açan
o mezar taşını arıyordu…

Yıl 21
Kağnı yükü
mermi, bir yorgan ve bebekti…
Kastamonu’nun kışı acımasız
kar zalim
kar yokuş yollara yorgan
ve kış amansız sertti…
Kuvvet yaradandan !
Karatosun tökezleyecek
Şerife çekecek
Ama muhakkak
İstiklali kazanacak cephane
İnebolu’dan Kastamonu’ya gidecekti…
Ölmeye ne hacet
canım Karatosun…
gel gözünü öpeyim
bak yolumuz daha çok uzun…

21 kışı
Kağnı yükü
ümit, çare ve bir bebekti…
düşmana katılmış tipiye
göğüs gererken Şerife
erkekten er, yiğit ve mertti…
Karatosun tökezleyecek
Şerife itecek
Ama bu vatan !
şu kağnıdaki bebenin istiklali için
inatla düşmana direnecekti !
Çökmeye ne hacet
bahtım Karatosun…
gel ağzını öpeyim
bak yolumuz daha çok uzun…

21 kara kışı
Kağnı yükü
yetim hakkı, gelecek ve bebekti…
Karatosun bir daha tökezledi
Şerife yüklendi
Ne çare !
mangal gibi olsa da yüreği
henüz yirmibirindeydi bilekleri…
Şerifenin umutları gibi
Aniden çöktü yere karatosun
İki koca burun deliğinden
ölümüne kızar gibi
Şerifeden utanır gibi
öfkeyle üfledi son nefesini…

21 kışı akşam vakti
Kağnı yükü
vatan emaneti ve bir bebek…
tipi mavzer mermisi gibi
cephaneyi ıslatmamak gerek…
bebenin üstünden yorganı alıp
serdi emanetin üzerine…
tipi mavzer mermisi
ve Allah emaneti bir bebek
donup ölmesin, Elif’i ısıtmak gerek…
Kendini yorgan yapıp
kapandı bebenin üzerine…
Son kez emzirip ölüme yattı
ve yirmibirinde memeleri
bebesinin ağzındaydı

Kış 21 yılı gece vakti
Kağnı yükü
emanetleriyle Şerife…
ölüm usulca
soğuk ve uykuyla yaklaşıyordu…
Baktı
bebesi altında uyuyordu
ihtimal ki
karnı tok, sırtı pek
özgür ve güzel günlerin
rüyasını görüyordu…
Oysa isterdi kendi büyütsün
tarhanayı suda ezmeyi
ekmek yoğurup
yoğurdu süzmeyi
namerde boyun eğmektense
mertçe toprağa düşmeyi
hep kendi öğretsin !
Uyku bastı
Anasını görüyordu
Ana diye mırıldandı
Anası yoktu !

Elif…
Bilmem kaç yıl önce donup
ölmesi gereken yerde duruyordu…
Ve yeni kesen yağmurda yunup
çiğ vurmuş
beyaz bir çiçek gibi açan
o mezar taşını arıyordu…
Ana diye mırıldandı
Ama…
Anası yoktu !

ERDEN ÜÇÜNCÜOĞLU

 
Paylaşmak Zenginliktir

Yorum yapın