ERDOĞAN’IN CAN SİMİDİ KILIÇDAROĞLU

Bir kez gözünü sevdi, bir kez gözlerinden öptü… Tam dokuz kez “sevgili” dedi !

Kılıçdaroğlu’nun, Erdoğan’a karşı beslediği muhabbeti, sadece konuşmasında kullandığı bu ifadelerle anlatmak mümkün değil elbette. Biliyoruz… Ne zaman Erdoğan’ın canını sıkan bir şey olsa hemen yardımına koşar. Yine öyle yaptı… Günlerdir kamuoyu yaratmaya, gündemi sulandırmaya çalışıyor. Neymiş ? Erdoğan’ın yurtdışına para kaçırdığını tespit etmiş ve bunları belgeleriyle ispat edecekmiş. Belli ki asıl amaç… ABD’de süre gelen ve yaşanan gelişmelerle Erdoğan’ın canını günden güne daha fazla sıkan Zarrab davasının kapladığı gündemi sulandırmak. Bakın özellikle yazıyorum… Değiştirmek değil sulandırmak !

Kılıçdaroğlu’nun gayretinin alt yazısı şu; dünya kamuoyunda sana bir faydam olmayabilir ama merak etme içeride ben sana yeterim… Veriyor coşkuyu “eyy ahali duyduk duymadık demeyin Erdoğan yurtdışına para kaçırdı belgeleri bendeee” ! Ama ya habercinin niteliğinden ya da haberin artık heyecan vermeyen içeriğinden ötürü kamuoyu pek tahrik olmuyor. Dur diyor Erdoğan “seni nasıl dinlemezler, ben şimdi dinletirim”… Ve gerekli destek bildik siyasi üslupla geliyor “ispat etmezsen şerefsizsin, ispat et Cumhurbaşkanlığını bırakırım”. Medya tıkır tıkır işliyor ve kamuoyunun algısı sağlanıyor. Bütün gözler Kılıçdaroğlu’na dönüyor.

Devamını oku…ERDOĞAN’IN CAN SİMİDİ KILIÇDAROĞLU

 
Paylaşmak Zenginliktir

GÖKÇEK İÇİN ‘adalet’

Kılıçdaroğlu, halen tedavi gören Baykal’ı ziyaretinden sonra hastane çıkışında basına bilgi veriyor; “bizi sevindiren kötüye gidiş yok” !

Manşetlere düşen bu tek cümlenin sonuna “maalesef” koyarak okursanız başka, “çok şükür” koyarsanız bambaşka anlam çıkar. Bizler elbette söyleyiş şekli ve ardından ettiği laflarla Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu cümledeki gerçek ve halis niyetinden, şükür ve iyi temennilerle dolu bir mesaj verdiğinden eminiz. Zira basının sadece bu cümleyi cımbızlamasındaki ince mesaj… Kılıçdaroğlu’nun adeta altı şerit otobanda rahatça ilerler gibi rakipsiz gittiği CHP kurultayında ve akabinde yaşanacak seçimlerde, dengeleri etkileyecek önemli isimlerden birisinin Sayın Baykal olmasıdır.

Siyasetçinin işi gerçekten zor ! Ağzından çıkacak bir cümle, hatta bazen bir kelime bile polemik konusu olabiliyor, hata payı yok. Günlük hayat içerisinde bizim çoğu zaman tartmadan düşünmeden ettiğimiz lafları, sarf ettiğimiz kelimeleri siyasetçinin ağzından duyduğumuzda bambaşka anlamlar yükleyebiliyoruz. Ve karşıdan derhal ezbere bildiğimiz o malum açıklama geliyor “sözlerim yanlış anlaşıldı” !

Hani bir laf var “beşeriz şaşarız” ! Konumuz istenmeden edilen cümleler, siyasi gaflar falan değil elbette. Zaten başlığa dikkat ettiyseniz ortada ciddi bir problemden bahsedeceğimi anlamışsınızdır.

Devamını oku…GÖKÇEK İÇİN ‘adalet’

 
Paylaşmak Zenginliktir

VE TRUMP DA ERDOĞAN’I ALDATTI !

“Hiç bu kadar yakın olmamıştık”

Dostluk gösterileriyle süslenmiş bu cümleyi Turmp’ın ağzından ilk duyduğum anda içimden “eyvah” demiştim… Acaba neremize kadar yaklaştılar ?

Öyle ya… Olup bitene baktığımız zaman bu yakınlığın öyle manevi bir yakınlık olmadığı çok aşikardı. Hani, tam anlayamayanlar için bir tavsiye; Trump’ın cümlesini dişlerinizi sıkarak tekrar okuyun ! Nasıl ? Daha anlaşılır değil mi ?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mevkidaşı Trump’ın seçilmesinden sonra aynı yıl içerisinde ABD’ye iki kez gitti.

Birinci gidişi 14 Mayıs 2017 tarihindeydi. Bu tarihten sadece 5 gün önce 9 Mayıs’ta Trump, ABD’nin Suriye’deki Kürt güçlerinin silahlandırılmasına yani YPG’ye ağır silahlar verilmesine ilişkin kararı onayladı. Bu onay verildiğinde, Erdoğan’ın ziyaretine dair görüşme hazırlıklarını yapmak üzere önden giden heyet oradaydı. Heyet derken… Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan. Ama neticede kendisinin geleceğini bile bile ve orada hazır bulunan üst düzey heyetin gözlerine baka baka kararı imzaladı. Ortalık ayağa kalktı, hatta Erdoğan’ın gidip gitmeyeceği bile tartışıldı. Erdoğan gitti ! Karşılıklı sıcacık dostluk mesajları verildi… Dönüşünden 1 ay sonra 15 Haziran tarihinde Erdoğan’ın beraberindeki 12 yakın koruması için ABD’de yakalama kararı çıkartıldı.

İkinci gidiş 17 Eylül tarihindeydi. Erdoğan ilk gidiş öncesi ve sonrasında olan olayları vakar ve onurla sineye çekti ama… ABD senatosu önce 8 Eylül tarihinde Erdoğan’ın korumalarına silah satışı yapılmasını engelleyen yasayı onayladı. Sonra gidişine henüz 5 gün kala 12 Eylül tarihinde, yine ABD senatosu Türkiye’deki ABD vatandaşlarını haksız yere tutuklayan Türk devlet yetkililerinin ülkeye girişini yasaklayan yasayı onayladı. Bu

Devamını oku…VE TRUMP DA ERDOĞAN’I ALDATTI !

 
Paylaşmak Zenginliktir