AFFA SIĞINMAK !

Af kapsamı ne olacak, kimler yararlanacak, kamu vicdanı ne diyecek, iyi mi olacak, kötü mü ? Bu detayları geçelim ve direkt konuya girelim…

Bahçeli’nin af söyleminin olası iki sebebi vardır…

Ya… AKP af çıkarmak istiyor ama bunu kendi ağzından dillendiremediği için yine (!) Bahçeli’yi sözcü olarak kullanıyor !

Ya da… Bahçeli “cumhur ittifakından” çıkış (daha doğrusu kaçış) planı yapıyor !

Birinci senaryoyu ele alalım… Malum, önümüzdeki “erken seçim” aslında AKP’nin kararı olmasına rağmen, bugüne kadar “erken seçim” karşısında gösterdiği büyük direncinin ve inadının kırıldığını gizlemek için… Bu öneri yardımcı oyuncu Bahçeli’ye telafuz ettirildi ! Yoksa ülkenin erken seçime ihtiyacı var mıydı ? Hayır ! Kimin vardı ? Hiç tartışmasız AKP’nin !

Benzer şekilde AKP “af planını” da, bugüne kadar affa karşı gösterdiği direnç ve inadın kırılmasını gizlemek için… Pekala Bahçeli ağzıyla sunuyor olabilir ! Peki ülkenin affa ihtiyacı var mı ? Soruyu hemen değiştireyim… AKP’nin affa ihtiyacı var mı ? Bu sorunun cevabı için seçim matematiğine bakmak gerekir. Acaba AKP, aftan istifade edecek olan kişiler ve ailelerinden oluşan gruptan belirgin bir oy katkısı hesaplıyor olabilir mi ? Bence bu sorunun cevabı çok zorlama bir “evet” olsa bile… Affın kamu vicdanında yaratacağı negatif etkiyle kaybedilecek oyları da hesap etmek gerekecektir ki… Bu kayıp muhtemelen getiriden çok daha fazla olacaktır. Kabul etmek gerekir ki, seçmen matematiği bakımından AKP şu andaki en akıllı partidir !

İkinci senaryo… AKP’nin hiç gündeminde olmamasına hatta “kırmızı çizgisi” olmasına rağmen Bahçeli bunu kendiliğinden gündeme getiriyor olabilir ! Peki ülkenin affa ihtiyacı var mı ? Yine soruyu hemen değiştiriyorum… Bahçeli’nin affa ihtiyacı var mı ? Seçim matematiği

Devamını oku…AFFA SIĞINMAK !

 
Paylaşmak Zenginliktir

SEÇİM SONRASI SANDALYE AYARI !

 

Rüya bu ya… Cumhurbaşkanı seçilmişim !

Tebrikler… Kutlamalar… Şenlikler… Derken kalabalık içerisinde  bir arkadaşa soruyorum “mecliste kaç sandalye aldık” ? Ben müjde beklerken arkadaş cevap veriyor “maalesef 290’da kaldık” ! İçimden “eyvah” diyorum “600 sandalyeli mecliste salt çoğunluğu tutturamadık, ne yapacağım şimdi ben ?

Rüya kabusa dönmeye başlarken birden ak sakallı biri yanaşıyor yanıma… İçimden diyorum ki “Allah’ım bu tipi ben nereden tanıyorum, sakallar olmasa sanki bu…” !

Elime bir şey tutuşturup… Gizli bir parola söyler gibi Adana aksanıyla fısıldıyor “püskevit yer misin, velesbite biner misin“ ?

Tam o an rüya daha saçma bir yere gidecek diye düşünürken… Ak sakallı kısık ve hafif çatlak sesiyle devam ediyor “sandalye işini merak etme… Biz onu anayasa değişikliğinde şeettiydik, 106’ynan 78’e bah ! Elime tutuşturduğu “püskevit” bir anda Anayasa kitabına dönüşüyor.

Açıyorum kitabı okumaya başlıyorum…

Devamını oku…SEÇİM SONRASI SANDALYE AYARI !

 
Paylaşmak Zenginliktir

TAMAM DA NASIL ?

 

Bir odada 10 kişisiniz ve sizle beraber üç kişi daha size oy veriyor. Bu durumda toplam oyunuz 10’da 4 yani % 40’tır. Eğer size oy vermeyen karşı gruptaki 2 kişi odayı terk ederse, odanın nüfusu 8’e iner. Ve sizin oyunuz artık kendiliğinden… 8’de 4 yani % 50’dir !

Çok basitleştirilmiş bu örnekten anlayacağımız şudur… Oy verenlerin toplam sayısı düştüğünde, size oy veren kişi sayısı sabit kalsa bile oylarınız “oransal” olarak kendiliğinden artar !

Dolayısıyla, siz kemikleşmiş kilitli oylarınızı odada muhafaza ettiğiniz sürece… Odadan çıkarak oy kullanmayan her bir kişi, oylarınızın oransal artışına katkı koyan “gizli destekçiniz” olarak zımnen sizin safınızda yer alır !

Bunu niye anlattım ? Çünkü az sonra lazım olacak…

Bakınız Türkiye’de… Recep Tayyip Erdoğan’ın kemikleşmiş kişisel oyu minimum % 40’tır. Aklı değil duygularıyla hareket edenler bu yadsınamaz gerçeği hala anlamamaktadır. Bu “kilitli” oyların hangi depolardan geldiğini görmek isteyenler için ülkenin seçmen profilini anlatan “Seçimi Kim Kazanır” başlıklı bir yazı yazmıştım… Bu yazıya belki de en ilginç yorumu ince bir ODTÜ zekasıyla değerli arkadaşım Levent Özgökçen yaptı “Erden’cim yazının başlığını ‘Seçimi Kim Kaybedemez’ şeklinde değiştirsen daha iyi olur” diye…

Oysa… Elbette yazıdaki amacım ne olursa olsun Erdoğan’ın asla kaybetmeyeceğini ortaya koymak değildir. Bilakis… Gerçekten (!) kazanmak isteyenler için bir yol haritasıdır ! Zira Erdoğan da, taraftarları da, hatta muhalefetsizlikten kendi partilerine söz geçiremeyen müzmin AKP’liler de aslında eleştirirken bile yıllardır muhalefete bu gerçekleri (!) anlatmaktadır.

Hepsi açılamasa da… Bu “kilitli oy depolarından” bazılarını açmadan bu gerçeğin değiştirilmesi mümkün değildir ! Hele hele “kendi kendilerine

Devamını oku…TAMAM DA NASIL ?

 
Paylaşmak Zenginliktir