ASLINDA NE YAŞAMIŞ OLABİLİRİZ – 2

Okunma sayısı : 3.298 Şimdiye kadar okuduklarım arasında yaşamı en trajikomik şekilde tarif eden cümle şu oldu “yaşam cinsel yolla bulaşan ölümcül bir hastalıktır – Jacques Dutronc”    Evet yaşam için söyleyebileceğimiz iki olmazsa olmaz; cinsel ilişkiyle başladığı ve sonucu itibarıyla mutlak ölümcül olduğudur. Peki mutlak başlangıç ve mutlak sonucunu şimdiye kadar hiç kimsenin değiştiremediği … Devamını oku… ASLINDA NE YAŞAMIŞ OLABİLİRİZ – 2

 
Paylaşmak Zenginliktir

ASLINDA NE YAŞAMIŞ OLABİLİRİZ – 1

Okunma sayısı : 3.276 “Sen, ben, bizim oğlan, dayımgiller, baldız, bacanak, konu komşu, dost, düşman… Toplam 7 buçuk milyar kişiyiz şuracıkta… Bölsen… Kişi başına 1 buçuk dönümden biraz fazla bir alan düşüyor… Burada yaşıyoruz, gıdalarımızı buradan temin ediyoruz, burada üretip, burada çalışıp, burada yiyip içip, burada dinleniyoruz… Burada sevişip, burada savaşıyor, burada doğup büyüyüp ölüyoruz … Devamını oku… ASLINDA NE YAŞAMIŞ OLABİLİRİZ – 1

 
Paylaşmak Zenginliktir

VİCDAN ERDEMİ DOĞURACAK !

Devlet, bütün kuralları ve imkanlarıyla insanlardan korumak zorunda olmasına rağmen… Vicdan sahibi insanlar, tüm insani değerleri devletlerden korumaya çalışıyor !

Sadece bizde değil, dünyanın bir çok yerinde insanlar ne hazindir ki… İnsanı, doğayı, çocuğu, kadını; geçmiş kazanımları, birikimleri ve ortak mirası; tarihi, kültürü; yaşam, eğitim, mülkiyet ve teşebbüs haklarını; özgürlüklerini kendi devletlerinden koruma çabasındalar. Ne var ki devletler, devlet olmanın kendilerine tanıdığı meşru müdahale hakkıyla (!) bu çabaları kolaylıkla engelleyebiliyor. Dahası… Bu kolektif dirençlerin sürdürülmemesi için ibretlik cezalar verebiliyorlar.

Sebep… Hepimizce bilinen “ideal devlet” tanımının artık evrim geçirmiş olmasıdır. Yönetim şekli her ne olursa olsun, günümüz devletlerinin başındaki hükümetlerin büyük çoğunluğu iş başına gelebilmek ve iş başında kalabilmek için birilerine ağır tavizler vermek zorundalar. Dünyanın neresinde olursa olsun; kaynağı en ucuz maliyetle ele geçirmek ve / veya pazara en karlı şekilde nüfuz etmek amacındaki emperyal sermaye ile ya direkt olarak ya da onların lobileri ve uzantıları aracılığıyla ilişki kurmak ve bu ilişkileri tavizlerle yönetmek durumundalar.

Aslında yeni sömürgecilik / ticaret sömürgeciliği dönemi başlarından itibaren devletleri yozlaştırmaya başlayan ve halktan gizlenen bu ilişkiler ağı… Neoliberal küresel çağa girişimizle birlikte toplumsal ikna metotları kullanılarak meşruiyet kazandı ve büyük ölçüde halka görünür kılındı. Bu dönemde olağan üstü gelişim gösteren “halkla ilişkiler” metodolojisinin büyük silahı medya tarafından kullanılan “dünya artık kürselleşti – hiçbir şey eskisi gibi değil – artık global bir dünyada yaşıyoruz” tezleriyle bu ilişkiler toplumlar tarafından, bırakın yadırganıp eleştirilmeyi aksine, neredeyse desteklenir oldu. Artık toplum nazarında en güçlü hükümet, dünya devleriyle samimi ilişki kurabilen hükümet oldu !

Toplumun büyük kısmı tarafından desteklenen, diğer kısım tarafından da en azından “sineye çekilebilir” derecede kabul gören bu ilişkiler ağı aslında kölelik sisteminin de bir başka evreye geçişinin kanıtıdır. Neoliberalizm,

Devamını oku…VİCDAN ERDEMİ DOĞURACAK !

 
Paylaşmak Zenginliktir